Mevzuatım
logo
Anasayfa Mevzuatta Ara Tarife Dosya
Giriş Yapınız

Danıştay 10. Daire E 2015-3226

Tasarruflu Yazılar 1

T.C.

DANIŞTAY

ONUNCU DAİRE

Esas No: 2015/3226

Davacı ve Yürütmenin

Durdurulmasını İsteyen :DHL Global Forwardıng Taşımacılık A.Ş.

Fatih Cad. Fulya Sok. No: 37 Halkalı/İSTANBUL

Vekili :Av. Hülya Yarıcı -Aynı yerde

Davalı :Gümrük ve Ticaret Bakanlığı / ANKARA

Vekili :Av. Duygu Duran -Aynı yerde

İstemin Özeti :30.6.2015 tarihli ve 29402 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesi ile bu maddenin yürürlüğe gireceği tarihi belirleyen 17. maddesinin (b) bendinin ilgili kısmının iptali ve yürütmesinin durdurulması istenilmektedir.

Danıştay Tetkik Hakimi :Vedat Kaya

Düşüncesi :Dava konusu yönetmelik değişikliğinden önce yürürlükte bulunan düzenlemelere uygun olarak geçici depolama yeri açma ve işletme izin belgesi almış olan davacının kazanılmış hakkının bulunduğunun kabulü zorunludur. Dolayısıyla, “Türkiye Gümrük Bölgesine havayolu ile getirilen hızlı kargo eşyası dışındaki eşyanın havaalanı dışında bulunan geçici depolama yerlerine alınmasına, Bakanlıkça belirlenecek zorunlu haller dışında izin verilmez.” yolundaki dava konusu yönetmelik hükmünde; daha önce hukuka uygun bir şekilde düzenleyici metinlerde öngörülen koşulları taşımak suretiyle geçici depolama yeri açma ve işletme izin belgesi almış olan kişilerin kazanılmış haklarını korumaması nedeniyle hukuka uyarlık bulunmadığından yürütmenin durdurulması isteminin kabulü gerektiği, bu maddenin yürürlüğe gireceği tarihi belirleyen 17. maddesinin (b) bendinin ilgili kısmına yönelik olarak ise, 2577 sayılı Yasanın 27. maddesinde öngörülen şartların bu aşamada gerçekleşmemesi nedeniyle yürütmenin durdurulması isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince; davalı idarenin savunması alındıktan sonra incelenmesine karar verilen yürütmenin durdurulması istemi, savunmanın geldiği görülmekle yeniden incelendi, gereği görüşüldü:

Dava; 30.6.2015 tarihli ve 29402 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesi ile bu maddenin yürürlüğe gireceği tarihi belirleyen 17. maddesinin (b) bendinin ilgili kısmının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle açılmıştır.

4458 sayılı Gümrük Kanunu’na dayanılarak, Gümrük Müsteşarlığınca çıkarılan ve 7.10.2009 tarihli ve 27369 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gümrük Yönetmeliği’nin 77. maddesinin 1. fıkrasında, “Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen serbest dolaşımda olmayan eşya gümrüğe sunulmasından sonra gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutuluncaya kadar geçici depolanan eşya statüsünde bulunur ve bu şekilde adlandırılır. Talep halinde ihracat eşyasının da bu kapsamda değerlendirilmesi mümkündür.”; 78. maddesinde, “(1) Eşya, geçici depolama yerlerine buralarda görevli işletme personelinin sorumluluğu ve gümrük memurlarının gözetimi altında alınır.

(2) Gümrükçe izin verilen diğer yerlere eşya alınmasının talep edilmesi halinde, talep sahibinin sorumluluğu ve gümrük idaresinin gözetimi altında bu talep kabul edilir.

(3) Gümrük memuru, geçici depolama yerine alınan eşya için kendisine verilen ve üzerinde özet beyan numarasının yer aldığı boşaltma listesi ile özet beyan bilgilerini karşılaştırarak geçici depolama yeri giriş işlemlerini onaylar. Bu onay sonrasında boşaltma listesi ilgili işletme personeli tarafından muhafaza edilir.”; 79. maddesinde ise, “(1) Geçici depolanan eşyanın her türlü dış etken ve müdahalelerden korunmasını sağlayacak şekilde yapılmış ve taşıtların durduğu, yanaştığı veya indiği yerlerdeki ambar, depo, ardiye veya hangar gibi yerler geçici depolama yerleridir.

(2) Ağır ve havaleli eşyanın konulmasına mahsus olmak üzere, limanlar gibi gümrük işlemlerinin yapıldığı yerlerde bulunan geçici depolama yerlerinin mütemmim cüz’ü niteliğindeki açık alanlar ile yolcu eşyasının, yolcu beraberinde getirilip gümrüğe sunulmasından sonra gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutuluncaya kadar konulduğu yolcu salonlarındaki gümrük ambarları da, geçici depolama yeri addolunur. Yolcu eşyası buralarda üç ay kalabilir. Bu süre, talep halinde mücbir sebep belgesi aranmaksızın ilgili gümrük müdürlüğünce üç aya kadar uzatılabilir.

(3) Geçici depolama yerlerinin bulunmadığı mahallere getirilen eşya, duruma uygun gerekli önlemler alınmak şartıyla, geçici depolanan eşya statüsünde gümrükçe müsaade edilen yerlere de konulabilir. Bu gibi hallerde, gümrük idarelerince geçici depolanan eşya için tahakkuk edebilecek gümrük vergileri tutarında eşya sahibinden teminat istenir.

(4) Türkiye Gümrük Bölgesine denizyolu ile getirilen dolu konteynerlerin, denize iskele bağlantısı olmayan geçici depolama yerlerine alınmasına, Bakanlıkça belirlenecek zorunlu haller dışında izin verilmez. (Dairemizin 3.7.2015 tarih ve E:2015/240 sayılı kararı yürütmesi durdurulmuştur.)” hükümlerine yer verilmiş; 30.6.2015 tarihli ve 29402 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesi ile de, 78. maddeye, “Türkiye Gümrük Bölgesine havayolu ile getirilen hızlı kargo eşyası dışındaki eşyanın havaalanı dışında bulunan geçici depolama yerlerine alınmasına, Bakanlıkça belirlenecek zorunlu haller dışında izin verilmez.” şeklinde 5. fıkra eklenmiştir.

Öte yandan, aynı Yönetmeliğin 512. maddesinde, geçici depolama yeri işleticilerinde aranacak şartların belirlendiği; 513. maddesinde de geçici depolama yeri açıp işletmek isteyen kişilerin izin almak için ilgili gümrük müdürlüğüne yapacağı başvuru şekillerinin, gümrük müdürlüğünün talep edeceği belgelerin neler olduğunun, geçici depolama yeri olarak açılıp işletilmek istenilen yerlerin fiziki şartlarının, gümrük idaresine olan uzaklığının ve istisnai durumlarının neler olduğu belirtilmiştir.

Bakılan uyuşmazlıkta, dava konusu Gümrük Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesinde, “Türkiye Gümrük Bölgesine havayolu ile getirilen hızlı kargo eşyası dışındaki eşyanın havaalanı dışında bulunan geçici depolama yerlerine alınmasına, Bakanlıkça belirlenecek zorunlu haller dışında izin verilmez.” kuralına yer verilmiş bulunmaktadır.

Gümrük Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesiyle, havayolu ile getirilen hızlı kargo eşyası dışındaki eşyanın, daha önce açılmış ve işletilmekte olan geçici depolama yerlerine, zorunlu haller dışında alınabilmesi için geçici depolama yerinin havalanı içerisinde bulunması zorunluluğu getirilmiştir. Başka bir anlatımla, bu konuda kanun koyucu tarafından herhangi bir değişiklik yapılmaksızın dava konusu Yönetmelik kuralı ile, Gümrük Yönetmeliğinin 513. maddesinde belirtilen, geçici depolama yeri olarak açılıp işletilmek istenilen yerlerin gümrük müdürlüğüne en fazla 10 km mesafede olması gerektiği kuralını daraltıcı bir şekilde geçici depolama yerlerinin fiziki şartları ile ilgili aranılan koşullar ağırlaştırılmıştır. Böylece, Gümrük Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesinin yürürlüğe girmesinden önce 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliği ile getirilen koşullara sahip oldukları belirlenerek, ekonomik yönden gereksinim görülen yerlerde açılmış ve ilgili düzenlemelere uygun olarak işletilmekte olan geçici depolama yerlerinin faaliyetlerini yürütmeleri, kendilerinden kaynaklanmayan ve fiili olanaksızlık nedeniyle yerine getiremeyebilecekleri yeni maddi koşullara tabi tutulmuş bulunmaktadır.

Anayasamızın 124. maddesi uyarınca, idareler, kendi görev alanlarını ilgilendiren yasa ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, her zaman yönetmelik çıkarabilme ve bu yönetmelikle, değişen koşullar dikkate alınarak, daha önceki düzenlemeler ile yaratılmış olan objektif hukuki durumları, ileriye yönelik olarak yürürlükten kaldırma yetkisine sahip bulunmaktadırlar. Ancak idareler, bu konudaki yetkilerini kullanırken önceki düzenlemeler kapsamında kişilerin kazanılmış haklarını korumak zorundadırlar. Bu durum, hukuk güvenliğinin ve hukuki istikrarın sağlaması açısından vazgeçilmez niteliktedir.

Kamu hukukunda kazanılmış hak, bir hak sağlamaya elverişli düzenleyici kuralların bireylere uygulanması ile onlar için doğan sübjektif hakkın korunması anlamında kabul edilmektedir. Başka bir deyişle, bir hakkın yeni düzenlemeden önce yürürlükte olan kurallara göre bütün sonuçlarıyla fiilen elde edilmiş olması halinde, kişilerin kazanılmış hakkı bulunduğundan söz edilir.

Bu bağlamda, ekonomik yönden gereksinim görülen yerlerde açılmış ve dava konusu yönetmelik değişikliğinden önce yürürlükte bulunan düzenlemelere uygun olarak geçici depolama yeri açma ve işletme izin belgesi almış olan davacı şirketin, o yeri işletmek kaydıyla faaliyetine devam ettiği sürece kazanılmış hakkının bulunduğunun kabulü zorunludur. Dolayısıyla, “Türkiye Gümrük Bölgesine havayolu ile getirilen hızlı kargo eşyası dışındaki eşyanın havaalanı dışında bulunan geçici depolama yerlerine alınmasına, Bakanlıkça belirlenecek zorunlu haller dışında izin verilmez.” yolundaki dava konusu yönetmelik hükmünde; daha önce hukuka uygun bir şekilde düzenleyici metinlerde öngörülen koşulları taşımak suretiyle geçici depolama yeri açma ve işletme izin belgesi almış olan kişilerin kazanılmış haklarını korumaması nedeniyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, yukarıda belirtilen maddenin yürürlüğe gireceği tarihi belirleyen 17. maddesinin (b) bendinin ilgili kısmına yönelik olarak 2577 sayılı Yasanın 27. maddesinde öngörülen şartların bu aşamada gerçekleşmediği sonucuna varılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, olayda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun değişik 27 inci maddesinde öngörülen ve yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için gerekli olan koşulların gerçekleştiği anlaşıldığından, dava konusu Gümrük Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesinin yürütmesinin durdurulmasına oyçokluğuyla; bu maddenin yürürlüğe gireceği tarihi belirleyen 17. maddesinin (b) bendinin ilgili kısmı yönünden yürütmenin durdurulması isteminin reddine oybirliğiyle, bu kararın tebliğini izleyen 7 (yedi) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna itiraz edilebileceğinin taraflara duyurulmasına, 31/12/2015 tarihinde karar verildi.

Başkan Üye Üye Üye Üye

Tülün Ziya Ali Ali Ahmet

ÖZDEMİR ÖZCAN KAZAN ÜRKER SARAÇ

(X)

KARŞI OY:

Anayasamızın 124. maddesi uyarınca, idareler, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanun ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, her zaman yönetmelik çıkarabilme ve bu yönetmelikle, değişen koşullar dikkate alınarak, daha önceki düzenlemeler ile oluşturulan objektif hukuki durumları, ileriye yönelik olarak yürürlükten kaldırma yetkisine sahip bulunmaktadırlar.

Bu çerçevede, 4458 sayılı Kanunun verdiği yetkiye istinaden yapılan düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı ve yürütmenin durdurulması isteminin reddi gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

Üye

Ali ÜRKER.

T.C.

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI

Hukuk Müşavirliği

ÇOK ACELE

Sayı :11985113-641.04[HM-9838]

Konu :Yürütmeyi Durdurma Kararı

19.02.2016 / 13997424

GÜMRÜKLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE

İlgi :18.09.2015 tarihli ve 10575452 sayılı yazınız.

Davacı DHL Global Forwarding Taşımacılık A.Ş. tarafından Bakanlığımız aleyhine Danıştay 10. Dairesinin E:2015/3226 sayılı dosyasında açılan davada verilen ve 18.02.2016 tarihinde Bakanlığımıza tebliğ edilen 31/12/2015 tarihli karar ile; dava konusu Gümrük Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2’inci maddesinin yürütmesinin durdurulmasına, bu maddenin yürürlüğe gireceği tarihi belirleyen 17’nci maddesinin (b) bendinin ilgili kısmı yönünden yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmiş olup anılan karar ve davacı tarafın cevaba cevap dilekçesi ilişikte gönderilmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci ve 28 inci maddesindeki süre ve hususlar dikkate alınarak ilişik karar icaplarına göre işlem yapılmasını ve yürütmenin durdurulması kararı ile cevaba cevap dilekçesine ilişkin Genel Müdürlüğünüz görüşünün varsa ilgili bilgi ve belgeler ile birlikte 23.02.2016 tarihi mesai saati bitimine kadar Müşavirliğimize intikal ettirilmesini arz ederim.

Av. Gökçen AYGÜN

Hukuk Müşaviri

Ek: Karar ve Dilekçe ör.

DANIŞTAY 10. DAİRE BAŞKANLIĞI’NA

SUNULMAK ÜZERE

İSTANBUL NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKAN LIĞI’NA,

DOSYA NO: 2015/ 3226 E.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEPLİDİR.

CEVABA CEVAP VEREN DAVACI :DHL GLOBAL FORWARDING TAŞIMACILIK A.Ş./Fatih Cad.,Fulya Sok. No.37, HALKALI/İST.

VEKİLİ :Av. Hülya YARICI / Aynı adreste

DAVALI :T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı/ANKARA

VEKİLİ :Av.Duygu DURAN( Aynı adreste)

KONU :Davalı İdare’nin 02.10.2015 tarihli cevap dilekçesine yönelik cevaplarımızın sunulmasıdır.

DİLEKÇENİN T. TARİHİ :02.12.2015 tarihinde tarihinde tebellüğ edilmiştir.

DAVALI CEVAPLARINA CEVAPLARIMIZ:

Öncelikle ve önemle, dava dilekçesinde ileri sürdüğümüz tüm hukuka aykırılık ve iptal talebi gerekçelerimizi aynen tekrar ettiğimizi beyan eder, davalı idarenin cevap dilekçesinde dava konusu yönetmelik değişikliği ile getirilen hükmün hukuka uygun olduğuna yönelik savunmalarını kabul etmediğimizi beyan ederiz.

DAVALI İDARE savunmasında, dava konusu Yönetmeliğin ilgili hükmünün hukuka uygun olduğunu iddia ederken aşağıda yer vereceğimiz Gümrük Kanunu ve sair mevzuat hükümlerinden hareket etmiş olup, bahse konu hükümlerin hukuka uygunluk gerekçesi olarak kabulüne imkan yoktur.

Şöyle ki;

1- Gümrük Kanunu’nun 10. Maddesinin birinci fıkrasının c) bendinde yer alan; “Müsteşarlık’ın gümrük mevzuatının doğru olarak uygulanması için gerekli gördüğü önlemleri alacağı; Yine 10/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan,” Gümrük İdareleri mevzuatın belirlediği şartlar çerçevesinde ... gümrük mevzuatı ve diğer mevzuatın doğru uygulanmasını sağlamak için gerekli görülen gümrük kontrollerini yerine getirir.”; 36.maddesinde, “1. Türkürkiye Gümrük Bölgesine getirilen eşya... yürürlükteki hükümlere uygun olarak denetlenir.”; “2. Sözkonusu eşya gümrük statüleri belirleninceye kadar...gümrüğün gözetimi altında kalır.” Hükümlerini belirterek bahse konu yönetmelik değişikliğinin hukuka uygunluğuna gerekçe yapmıştır.

Bahse konu hükümlerin dava konusu Yönetmelik hükmünün hukuka uygunluğu ile uzaktan yakından bir ilgisi olmayıp, dava konusu Geçici Depolama Yerleri de Gümrük Bakanlık ve Müsteşarlıklarının kontrol ve gözetimindedir ve bu hükümlerin aksi tarafımızca iddia edilmediği gibi, iptal talebimizin bu hükümlerin varlığı ile herhangi bir ilgisi yoktur.

Zira, davamızda ne Geçici Depolama Yerlerinin Gümrük idaresinin gözetim ve kontrolünde olmaması gerektiğine yönelik bir talep ve iddia vardır ne de Müsteşarlık’ın mevzuatın öngördüğü şartlar çerçevesinde önlem almasına yönelik bir itiraz vardır. Dolayısıyla bu hükümlerin iptali talep edilen yönetmelik hükmünün hukuka uygunluğuna gerekçe yapılmasının herhangi bir mantıksal veya hukuksal açıklaması yoktur. Nitekim dava konusu yönetmelik değişikliği ile getirilen yasaklamanın mevzuat şartları çerçevesinde bir ÖNLEM olduğu da iddia edilemeyecektir.

2- Davalı İdare devamla, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2.maddesinin birinci fıkrasının ğ) bendinde yer alan; “gümrüklü yer ve sahalarda koordinasyonu sağlamak ve kamu düzeninin bozulmasını önleyecek tedbirleri almak.” ve 8. maddesinde yer alan;”.... müdahalerlerde bulunarak durumu adli mercilere intikal ettirmek” hükümlerinden yola çıkarak gümrük kontrollerinin etkin bir şekilde yürütülmesi ve gümrük gözetiminin sağlanmasının Gümrük İdarelerinin YETKİ VE SORUMLULUĞUNDA olduğunu ve mevzuat dahilinde her türlü tedbiri alacağını belirterek bahse konu yönetmelik değişikliğinin hukuka uygunluğuna gerekçe yapmıştır.

Bütün bu hükümlerin aksi tarafımızca iddia edilmediği gibi, bu hükümler; mevzuata uygun şekilde kurulan ve işletilen geçici depolama yerlerine eşya konulmasına daha sonradan neden izin verilmediğini açıklamamaktadır.

Zira ortada ne somut bir kamu düzeni ihlali vardır ne de gümrük kontrol ve gözetiminin olmadığı bir statü vardır. Üstelik böyle olsa idi bizzat bu statü Davalı İdare tarafından verilmez, yaratılmazdı. Nitekim, müvekkil şirketin işletmesinde olan ve bizzat davalı İdare tarafından izin verilen Geçici Depolama yerleri de yine bizzat davalı idarenin kendi dilekçelerinin 3.sayfasının ikinci paragrafında da İFADE VE İKRAR EDİLDİĞİ gibi, GÜMRÜK MEMURLARININ GÖZETİMİ altındadır. Yani dava konusu geçici depolama yerleri de yine yukarıda sözü edilen hükümlere uygun olarak davalı İdare’nin denetim, gözetim ve kontrolünde faaliyette bulunmaktadırlar. Bu nedenle sözü edilen hükümlerin dava konusu yönetmelik değişikliğine gerekçe yapılmasının mantıki ve hukuki izahı yoktur. Zira bu iddianın aksinden ilgili yönetmelik değişikliği olmadığı takdirde hava limanı haricindeki Geçici Depolama yerleri’nde Gümrük İdaresi’nin kontrol ve gözetiminin olmadığı gibi bir durum ortaya çıkar ki, bu husus gerçeğe aykırı olacağı gibi, İdarenin açıkça kanuna aykırı hareket ettiğinin bizzat İdarece ikrarı olur.

3- Kaldı ki bizzat davalı İdarenin dilekçesinde de ifade edildiği üzere DAVALI İDARE bahse konu gümrük kontrol ve denetimlerini etkin bir şekilde yürütürken “MEVZUAT DAHİLİNDE”, “MEVZUATIN İZİN VERDİĞİ ŞARTLAR ÇERÇEVESİNDE” gerekli tüm tedbirleri almakla yetkilendirilmişlerdir. Burada sözü edilen “MEVZUAT DAHİLİNDE”, “MEVZUATIN İZİN VERDİĞİ ŞARTLAR ÇERÇEVESİNDE” kayıt ve koşulunu ise sadece yürürlükteki şekli hukuka (usul hükümlerine) uygun olarak anlamak mümkün değildir. Zira aksi halde İdareler sadece şekli hukuka (usule) uygunluğu sağlayarak tüm İdare Hukuku ve Anayasa Hukuku ilke ve hükümlerini yok sayan tedbirleri, kararları alabilecek, işlemleri yapabileceklerdir ki bunun hukuk devleti ilkesi ile bağdaşır bir yönü yoktur.

Nitekim İdare olarak alacağınız her tedbir, karar ve işlem kişi hak ve hürriyetlerini, Anayasal hakları, kamu düzenini ihlal edemeyeceği gibi aksine kamu yararı taşımalı ve İdare Hukukunun olmazsa olmaz prensiplerini de ihlal etmemelidir. İhlal ederse İdari Yargı düzeni aracılığı ile bu karar, işlem ve düzenlemeler iptal edilir. Nitekim İdari Yargı da bunun için vardır. Aynen olayımızda olduğu gibi, İdareler karar ve işlemleri ile kazanılmış hakları, Hukuk Güvenliğini ve istikrarı ihlal edemezler. Bunlar Hukuk Devleti olmanın “olmazsa olmaz” koşulları olup, sadece şekli yasama veya düzenleyici işlem yapma usulüne riayet ederek yürürlüğe koyacağınız düzenleyici işlemler ile kişilerin Anayasa ile güvence altına alınan temel ve hak ve hürriyetleri ihlal edilemez.

Bu nedenle bizzat davalı idare tarafından da vurgulandığı üzere; “MEVZUAT DAHİLİNDE”, “MEVZUATIN İZİN VERDİĞİ ŞARTLAR ÇERÇEVESİNDE” her türlü tedbiri alır hükmündeki “MEVZUAT DAHİLİNDE”, “MEVZUATIN İZİN VERDİĞİ ŞARTLAR ÇERÇEVESİNDE” ibaresini en geniş anlamıyla doğru ve iyi anlamak gerekmektedir.

4- Davalı İdare’nin dilekçesinde savunmasına gerekçe yaptığı bir diğer husus ta, Geçici Depolama Yerlerinin açılma, işletilme ve izinlerine dair Gümrük Yönetmeliği’nin 513. Maddesinde yer alan; “...gümrüklü saha da veya gümrük idaresi bulunan deniz ve hava limanı içersinde açılacak olan geçici depolama yerleri haricinde geçici depolama açılmasına, mevcut geçici depolama yerlerinin fiziksel olarak ihtiyacı karşılamadığı ve ekonomik yönden ihtiyaç bulunduğu gibi gerekçelerle ÖN İZİN verileceği” hükmüdür.

Öncelikle belirtiriz ki Müvekkil şirkete verilen izin bir ÖN İZİN değildir. Kati izindir. Müvekkil şirkete ait Geçici Depolama Yeri İzni işbu dilekçemizin ekinde yer almaktatır. Uygulamada, Ön izin, antrepo açmak için yatırım yapmayı gerektirdiğinde alınan bir izindir ve onay yazısında da iznin mahiyeti “Ön izin” olarak açıkça belirtilir.

Buna ilaveten Davalı İdare’nin bu savunması açıkça göstermektedir ki; DAVALI BAKANLIK’ça müvekkil şirket gibi başka şirketlere de hava limanı dışında geçici depolama yeri açılmasına izin verilmiştir çünkü, mevcut geçici depolama yerleri fiziksel olarak ihtiyacı karşılamamakta ve ekonomik yönden bu geçici depolama yerlerine ihtiyaç bulunmaktadır.

O halde ne hava limanında mevcut geçici depolama yerlerinin fiziki şartlarında olumlu bir değişme ne de ekonomik ihtiyaçlarda biz azalma sözkonusu değilken, müvekkil şirkete ait ve bizzat davalı İdarece açılmasına izin verilmiş geçici depolama yerlerinin kapatılmasına yol açacak nitelikte ve önlemden çok bir yasaklama mahiyetindeki bahse konu yönetmelik değişikliğinin herhangi bir kamusal yarar taşımadığı ve ayrıca ekonomik veya hukuki bir takım gerekçeler de içermediği acıktır. Bu nedenle davalı İdarenin sözkonusu hükümleri savunmasına gerekçe yapmasının da hukuki izahı yoktur.

Nitekim dava dilekçemizde de vurguladığımız üzere, sözkonusu yönetmelik değişikliği sonucunda mevcut şartları taşımayan Geçici Depolama Yerleri kapanacak olup, hava limanı bünyesinde bulunan Geçici Depolama Yerleri mevcut ticari hacmi karşılamaya yetersiz kalacağından, ihracat ve ithalat hacmi bundan olumsuz olarak etkilenecek, ülke ekonomisi de zarar görecektir. Bu da kamusal zarara yol açacaktır.

5. Yine Davalı İdare, hava limanı içersindeki geçici depolama yerinden hava limanı dışındaki geçici depolama yerine eşya sevkinin giriş ve çıkışlarda memur görevlendirmeyi gerektirdiği ve bunun da idare açısından ek maliyet ve bürokrasi ve iş yükü yarattığını savunmasına gerekçe yapmıştır. Bu savunmanın da kabul edilmesi imkansızdır. Zira bir kazanılmış hakkın ihlaline asla bürokrasi, iş yükü gibi hususlar gerekçe olamazlar. Kaldı ki davalı İdare bu tür geçici depolama yerlerinin açılmasına izin ve imkan verirken tüm bu maliyet hesaplarını yapmış ve ona göre hareket etmiş olmalıdır. Üstelik halen hızlı kargo için bu depolara alıma izin verildiği dikkate alınırsa giriş ve çıkışlarda memur bulundurulacak olmasının sadece hızlı kargo dışındaki kargolar için ek maliyet veya iş yükü yarattığını iddia etmek anlamsızdır. Eğer gerekçe bakanlık memurlarının hızlı kargo dışındaki kargolar sözkonusu olduğunda daha zor olduğu ise, bu halde Davalı İdare bu tür kargolar için de memurlarının işlerini kolaylaştıracak ilave teknik düzenek gerekliliği ve/veya bir takım tedbirler öngörebilecekken, kendisinin vermiş olduğu izinle faaliyette bulunan bu tür geçici depolama yerlerinin kapatılmasına yol açacak mahiyette BİR YASAKLAMA içeren hükümle önlem aldığının iler sürmesi kabul edilemez.

Bir şeyi yasaklamak işin en kolay yoludur. Önlem almak ise, mevcut sorunları tespit edip sorunları azaltıcı iyileştirmeler yaparak olmalıdır, o faaliyeti tümden yasaklayarak değil.

Örneğin bu gerekçeden yola çıkarak; okulların çok maliyetli olduğu, milli eğitimi idare etmenin çok zor olduğu ve/veya memurlara ilave iş yükü getirdiği gibi iddialarla okulları kapatmak ne kadar hukuk dışı ise dava konusu yönetmelik değişikliğine bunu gerekçe yapmak ta aynı şekilde hukuk dışıdır.

6. Davalı İdare ayrıca, ilgili yönetmelik değişikliğine gerekçe olarak Anayasa’nın 124. Maddesine atıfta bulunmuş ve; “....DAHA ÖNCEKİ DÜZENLEMELER İLE YARATILMIŞ OBJEKTİF HUKUKİ DURUMLARI İLERİYE YÖNELİK OLARAK YÜRÜRLÜKTEN KALDIRMA YETKİSİNE SAHİP BULUNDUKLARINI” ifade etmiştir.

Ancak Davalı İdare’nin bizzat kendisinin de ikrar ve kabul ettiği şekliyle yönetmelik değişikliğinin ancak “İLERİYE YÖNELİK” olması gerektiğini belirtmesine rağmen ve bu hükmü ihlal eder biçimde dava konusu yönetmelik değişikliğini geriye yürür şekilde düzenlemesi anlaşılamamıştır.

Zira elbetteki idarelerin yönetmelik değişiklikleri yapması olasıdır ve anayasaldır. Ancak yönetmelik değişikliği öncelikle ve önemle MEVCUT OBJEKTİF HUKUKİ DURUMU ANCAK İLERİYE YÖNELİK OLARAK DEĞİŞTİREBİLİR.

Yani, yönetmelik değişiklikleri ile KAZANILMIŞ HAKLAR ihlal edilemez. Davalı İdarece yayımlanan ilgili yönetmelik hükmünün yürürlüğe girmesi ile doğrudan müvekkil şirketin objektif durumu geriye yönelik olarak değiştirilmekte ve kazanılmış hakkı ihlal edilmektedir. Çünkü ilgili hüküm adeta geriye yürütülmektedir. İlgili yönetmelikte getirilen yasaklama yönetmeliğin yürürlüğünden itibaren açılacak olan GEÇİCİ DEPOLAMA YERLERİNİ kapsamamakta hali hazırda acık bulunan ve hava limanı dışında bulunan tüm geçici depolama yerlerine bir yasaklama getirmektedir. Bu nedenle de davalı İdarenin Anayasanın bu hükmünü dava konusu yönetmelik değişikliğine gerekçe yapmış olmasını anlamak mümkün değildir.

SONUÇ VE İSTEM :Yukarıda açıklanan ve re’sen gözetilecek nedenlerle; hukuki dayanaktan yoksun Davalı İdare savunmalarının reddi ile T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından 30.06.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Gümrük Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 2. maddesi ile Gümrük Yönetmeliği’nin 78.maddesine eklenen 5.fıkra hükmünün ve ayrıca sözkonusu hükmün yürürlüğüne dair aynı yönetmeliğin 17 maddesinin b) fıkrasının açıkça hukuka aykırı olduğunun

  1. öncelikle ve ivedilikle YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI VERİLEREK
  2. akabinde yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden hukuka aykırı olduğunun kabulü ile İPTALİNE,
  3. yargılama masrafları ile ücreti vekâletin davalı İdare üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz.

Saygılarımızla,

CEVABA CEVAP VEREN

DAVACI DHL GLOBAL FORWARDING TAŞIMACILIK A.Ş.

VEKİLİ

Av. Hülya YARICI

Ekler :

1.Vekaletname

2.Müvekkil Şirket Geçici Depolama İzni

T.C.

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI

Tasfiye Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Sayı :12820846-104

Konu :Depolama Yeri İzni

İSTANBUL GÜMRÜK VE TİCARET BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNE

İlgi :03.09.2013 tarihli ve 52553 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınızda, bağlantınız AHL Kargo Gümrük Müdürlüğü denetimindeki Enco Tesisleri Basın Ekspres Yolu Yenibosna/İSTANTUIL adresinde bulunan 920 m2’lik alanın DHL Global Forwarding Taşımacılık A.Ş. tarafından Geçici Depolama Yeri olarak açılmasının anılan Müdürlük ve Bölge Müdürlüğünüzce uygun bulunduğu belirtilmiştir.

4458 sayılı Gümrük Kanununun 47 nci maddesinde eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanımına tabi tutuluncaya kadar geçici depolanan eşya statüsünde bulunacağı, 48 inci maddesinde de geçici depolanan eşyanın sadece gümrük idarelerinin uygun gördüğü yerlerde ve bu idarelerin belirlediği koşullarda depolanabileceği ve 46 nci maddesinde ise eşyanın buralarda özet beyanın veriliş tarihinden itibaren deniz yolu ile gelen eşya için 45 gün diğer bir yolla gelen eşya için 20 gün kalabileceği hususları düzenlenmiştir.

Gümrük Yönetmeliğinin 77 nci maddesinde Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen serbest dolaşımda olmayan eşyanın gümrüğe sunulmasından sonra gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutuluncaya kadar geçici depolanan eşya statüsünde bulunacağı ve bu şekilde adlandırılacağı, talep halinde ihracat eşyasının da bu kapsamda değerlendirilmesinin mümkün olduğu hükmü yer almış, 79 uncu maddesinde ise. geçici depolanan eşyanın her türlü dış etken ve müdahalelerden korunmasını sağlayacak şekilde yapılmış ve taşıtların durduğu, yanaştığı veya indiği yerlerdeki ambar, depo, ardiye veya hangar gibi yerler geçici depolama yerleri olarak tanımlanmıştır.

Bu itibarla, Enco Tesisleri Basın Ekspres Yolu Yenibosna/İSTANBUL adresinde bulunan 920 m2’lik alanın;

1. Eşya alınıp çıkarılması ve eşyanın muhafaza edilmesine ilişkin işlemlerde 4458 sayılı kanun ve buna bağlı Gümrük Yönetmeliği ile ilgili diğer mevzuatta yazılı şartlara uyulması,

2 Gümrük Yönetmeliğinin 535 inci maddesi ile belirlenen esaslar çerçevesinde, 01.01.2016 tarih ve 28515 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 69 seri no’lu Harçlar Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen miktarda, geçici depolama yeri işleticiliğine ilişkin açma ve işletme harçlarının tahsil edilmesi,

3. Söz konusu yere sadece havayolu ile kargo taşımacılığı kapsamındaki eşyanın konulması,

Şartlarıyla, DHL Global Forwarding Taşımacılık A.Ş. tarafından Geçici Depolama Yeri olarak açılıp işletilmesi, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 47 ve 48. Gümrük Yönetmeliğinin 79, 512 ve 513 üncü maddeleri uyarınca uygun bulunmuştur.

Diğer yandan; bu yere ilişkin giriş-çıkış kapısına, varsa pencerelerine, memur çalışma yerine, yangın tertibatına, kameraların konumuna ve geçici depolama yerinin genel görüntüsüne ilişkin ilave resimlerin gönderilmesi ile işyeri açma ve çalışma ruhsatının 1 (bir) yıllık olduğu ve 20.07.2014 tarihinde süresinin dolacağı göz önüne alınarak, söz konusu ruhsatın süresinde yenilenip yenilenmediği hususunun takibinin yapılması gerekmekledir.

Bilgi ve gereğini rica ederim.

Avni ERTAŞ

Bakan a

Genel Müdür