Mevzuatım
logo
Giriş Yapınız

MEVZUATİM

DANK K.2004-0305

DANIŞTAY YEDİNCİ DAİRE K: 2004/305, E:2001/2457 SAYILI,

11.02.2004 TARİHLİ KARARI

Temyiz İsteminde Bulunan: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Ege Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğü İZMİR

Karşı Taraf : ... Dış Ticaret Danışmanlık Limited Şirketi

Vekili : Av. ...

İstemin Özeti : Ege Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğünde tescilli 25.6.1999 gün ve 5024 sayılı beyanname kapsamında ithal edilen emtia için yapılan ek gümrük vergisi tahakkukuna vaki itirazın reddine ilişkin işlemi; dosyanın incelenmesinden, serbest bölgede üretilen bisikletlerin bünyesinde bulunan üçüncü ülke menşeli parçaların, kendi tarifelerindeki oranlara karşılık gelen gümrük vergisinin ödenmesi suretiyle ithal edildiğinin; Gümrük Müdürlüğünce, eşyanın CIF kıymetinden Türkiye menşeli ürünlerin kıymeti düşülmek suretiyle hesaplanan kıymeti üzerinden, mamül madde olarak, tarifenin ‘diğer ülkeler’ sütunundaki oran üzerinden tahakkuk işlemi yapıldığının anlaşıldığı; A.TR Dolaşım Belgeleri Yönetmeliği ile Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliğine göre, Gümrük Birliği Anlaşması uyarınca, Türkiye ile Avrupa Birliği menşeli mallara serbest dolaşım olanağı tanınacağı; üçüncü ülke menşeli emtialara ise, Toplulukta, ortak gümrük tarifesinde yazılı oranda vergi tahakkuk ettirileceği; bu şekilde fark giderici vergisi ödenmiş emtia için A.TR belgesi düzenlenmesiyle, emtianın serbest dolaşıma gireceği; bu itibarla, eşyanın bünyesinde bulunan ve mamül maldan bağımsız olarak niteliklerini koruyabileceği anlaşılan A.TR belgeli üçüncü ülke menşeli parçalar için, Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliğinde belirtildiği biçimde ve Serbest Bölgeler Kanununda öngörülen amaç doğrultusunda, yalnızca fark giderici vergi tahakkuk ettirilmesi gerekirken, söz konusu eşyanın mamül olduğundan bahisle yapılan ek tahakkukta isabet bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden İzmir Üçüncü Vergi Mahkemesinin 22.2.2001 gün ve E:2000/143; K:2001/182 sayılı kararının; serbest bölgeden Türkiye'ye yapılan ithalatta, mamül eşyanın CIF kıymetinden, bünyesinde kullanılan serbest dolaşımda bulunan girdilerin CIF kıymetinin düşülmesi suretiyle hesaplanan kıymet esas alınarak, eşyanın gümrük tarife ve istatistik pozisyonuna karşılık gelen ‘diğer ülkeler’ sütunundaki oran üzerinden yapılan ek tahakkukun yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi Abidin İldeş'in Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden, Ege Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğünde tescilli beyanname kapsamında, mükellefince 8712.00.30.00.00 Gümrük Tarife ve İstatistik Pozisyonunda, ‘motorsuz bisikletler ve diğer motorsuz tekerlekli taşıtlar (üç tekerlekliler dahil) -iki tekerlekli bisikletler’ olarak beyan edilen bisikletlerin bünyesinde bulunan üçüncü ülke menşeli parçaların, kendi tarifelerindeki oranları üzerinden gümrük vergisinin ödenmesi suretiyle ithalinin gerçekleştirildiği; idarece, eşyanın CIF kıymetinden Türkiye ve Avrupa Birliği menşeli ürünlerin kıymeti düşülmek suretiyle bulunan kıymete mamül madde olan iki tekerlekli bisiklet tarifesinin ‘diğer ülkeler’ sütunundaki oran esas alınarak ek tahakkuk yapıldığı; vaki itirazın reddi işleminin, Mahkemece, istemin özeti bölümünde yer verilen gerekçe ile iptal edildiği anlaşılmıştır.

24.8.1996 gün ve 22737 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan A.TR Dolaşım Belgeleri Yönetmeliğinin 1'inci maddesinin (f) fıkrasında, serbest dolaşımdaki eşyanın, Türkiye ya da Topluluk menşeli olan veya üçüncü ülke menşeli olup, Türkiye ya da Toplulukta ithal işlemleri tamamlanmış gerekli gümrük vergisi, eş etkili vergi ve resimleri tahsil edilmiş, bu vergi ve resimleri tam ve kısmi iadeden yararlanmamış eşya olduğu belirtilmiştir; aynı maddenin (g) fıkrasında ise, A.TR Dolaşım Belgesi, Türkiye veya Toplulukta serbest dolaşımda bulunan eşyanın Katma Protokol'de öngörülen tercihli rejimden yararlanabilmesini sağlamak üzere, ihracatçı ülke yetkili kuruluşlarınca düzenlenip gümrük idarelerince vize edilen belge olarak tanımlanmıştır

3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 6'ncı maddesinin birinci fıkrasında, serbest bölgelerin gümrük hattı dışında sayılacağı kuralına yer verilmiştir.

Sözü edilen hükümde, serbest bölgeler gümrük hattı dışında sayılmakla, buralardan yapılan alımların, serbest dolaşıma giriş rejimi kapsamında olması amaçlanmıştır. Bu amacı sınırlayan husus, yukarıda yer verilen A.TR Dolaşım Belgeleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri uyarınca, Türkiye ve Avrupa Birliği menşeli olup, serbest dolaşımdaki eşyadır.

Olayda, İdarece de, eşyanın kıymeti, Türkiye ve Avrupa Birliği menşeli eşyaların kıymeti düşülmek suretiyle tespit edilmiştir. Buna göre yapılan tahakkukta açıklanan hukuki duruma aykırılık bulunmamıştır.

Bu nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Bilgin Arısan'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dosyanın incelenmesinden; 8712.00.30.00.00 Gümrük Tarife ve İstatistik Pozisyonunda, ‘motorsuz bisikletler ve diğer motorsuz tekerlekli taşıtlar (üç tekerlekliler dahil) -iki tekerlekli bisikletler’ olarak beyan edilen eşyanın, bünyesinde bulunan parçalardan üçüncü ülke menşeli olanların kendi tarifelerindeki oranlara karşılık gelen gümrük vergisinin ödenmesi suretiyle, Ege Serbest Bölgesinden ithalinin gerçekleştirildiği; ancak, davalı idarece yapılan inceleme sonucunda, olay tarihinde yürürlükte bulunan 1615 sayılı Gümrük Kanununun 4'üncü maddesi ile Gümrükler Genel Müdürlüğünün 24.11.1998 gün ve 36273 sayılı yazısı uyarınca, eşya mamül kabul edilerek, CIF kıymetinden, Türkiye ve Avrupa Birliği menşeli ürünlerin kıymeti düşülmek suretiyle bulunan kıymetine, anılan tarifenin ‘diğer ülkeler’ sütunundaki vergi oranı üzerinden ek gümrük vergisi tahakkuku yapıldığı; işbu tahakkukuka vaki itirazın reddine ilişkin işlemin; Mahkemece, istemin özeti bölümünde yer verilen gerekçeyle iptal edildiği anlaşılmıştır.

Bu açıklamalara göre; uyuşmazlığın çözümü, serbest bölgede imal edilen ve bünyesinde Türkiye ve Avrupa Birliği menşeli parça ile birlikte üçüncü ülke menşeli parça da bulunduran ithale konu eşyanın, gümrük vergisine esas kıymetinin tespitinde uygulanacak yöntemin belirlenmesine bağlı bulunmaktadır.

Olay tarihinde yürürlükte bulunan 1615 sayılı Gümrük Kanununun, 13.2.1994 gün ve 3968 sayılı Kanunla değişik ‘Eşyanın Kıymeti’ başlıklı 65'inci maddesinin birinci fıkrasının göndermede bulunduğu Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının VII'nci Maddesinin Uygulanmasına ilişkin Anlaşmada, ithal eşyasının gümrük vergisine esas olan kıymetinin, eşyanın satış bedeli olduğu kuralına yer verilmiş; aynı Kanunun 3'üncü maddesinin 1'inci fıkrasında da, gümrük vergisi ödeme mükellefiyetinin, gümrüğün denetlemesi altına konulan eşyanın beyannamesinin, 57'nci madde gereğince, tescil edildiği günde başlayacağı açıklanmıştır.

Bu hükümlere göre; gümrük vergisinin hesabında, ithal eşyasının beyannamesinin tescil edildiği tarihteki satış bedelinin esas alınması gerekmektedir. Söz konusu maddelerde geçen ‘ithal eşyası’ veya ‘eşya’ tabirlerinden anlaşılması gereken ise, gümrük beyannamesine konu edilen eşyadır. Olayda; davacı Şirket tarafından verilen beyannamede yazılı olan eşyanın serbest bölgede imal edilen; yani, mamül durumda bisiklet olduğu konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Mamül eşyanın, 1615 sayılı Kanunun yukarıda sözü edilen 65'inci maddenin ikinci fıkrasında, ithal ülkesine ihraç amacıyla yapılan satış sırasında ortaya çıkan ve anılan Anlaşmanın 8'inci maddesine göre gerekli düzeltmenin yapıldığı gerçekte ödenen veya ödenecek fiyat olarak tanımlanan satış bedelinin, bu malın üretimine giren hammadde, yarımamül madde, işçilik ve diğer üretim unsurları ile imalatçının (müteşebbisin) karının toplamından oluşması, ekonomik icaplar gereğidir. Dolayısıyla, bünyesine giren hammadde ve yarımamül maddeden bir kısmı gümrük vergisine tabi olmayan mamül eşyanın gümrük vergisine esas kıymetinin belirlenmesinde, salt gümrük vergisine tabi hammadde ve yarımamül maddelerin kıymetinin esas alınması, diğer üretim unsurları ile imalatçı karının gümrük vergisi kapsamı dışında bırakılması sonucunu yaratacağından, açıklanan icaplara aykırıdır. Bu bakımdan; bu tür ithalatlarda, ithal eşyasının gümrük vergisine esas kıymetinin belirlenmesinde uygulanması gereken yöntem, mamül eşyanın fiili ithal sırasındaki kıymetinden, gümrük vergisine tabi olmayan hammadde ve yarımamül maddelerin kıymetinin düşülmesi olmalıdır. Ancak, bu şekilde, mamül eşyanın kıymetine giren diğer üretim unsurlarının vergilendirilmesi olanaklı kılınabilir. Nitekim; 1615 sayılı Kanuna dayanılarak yürürlüğe konulan Gümrük Yönetmeliğinin 827'nci maddesinin 2'nci fıkrasında, Serbest Bölgelerden Avrupa Birliğine gönderilmek üzere Ülkeye ithal edilen eşyanın gümrük vergisine esas kıymetinin belirlenmesi için aynı yöntemin benimsenmiş olması da, bunu göstermektedir.

Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne ve aksi yolda verilen ve isabetsizliği açık bulunan mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de dikkate alınacağından, bu hususta hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 11.2.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

AYRIŞIK OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, temyiz konu vergi mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile sözü geçen kararın onanması gerektiği görüşüyle, aksi yönde verilen karara katılmıyorum.