DANIŞTAY YEDİNCİ DAİRE K: 2001/4042, E:2001/4233 SAYILI,
20.12.2001 TARİHLİ KARARI
Temyiz İsteminde Bulunan: ... Deniz Nakliyatı Ortak A.Ş.
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına... Akaryakıt Gümrük Müdürlüğü
İstemin Özeti : Davacı Şirket tarafından ödenen gümrük vergilerinin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı; davacı firma adına tahakkuk ettirilen ve 1993, 1996, 1997 ve 1998 yılları içerisinde ödenen gümrük vergi ve resimlerinin iadesi isteminin davalı idarece reddedildiğinin 20.9.1999 gün ve 13201 sayılı işlem ile öğrenildiği hususunun dava dilekçesinde belirtilmesi karşısında, söz konusu işleme karşı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7'nci maddesi uyarınca, 30 gün içinde, en geç 20.10.1999 tarihinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra, 19.11.1999 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle reddeden İstanbul Sekizinci Vergi Mahkemesinin 16.3.2001 günlü, E:1999/1605; K:2001/373 sayılı kararının; davaya konu 20.9.1999 tarihli işlemden, 18.11.1999 tarihinde haberdar olunduğu, bu nedenle, 19.11.1999 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Selman Aydın'ın Düşüncesi: İstem, davacı Şirket tarafından ödenen gümrük vergi ve resimlerinin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı, süre aşımı nedeniyle reddeden vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasına yöneliktir.
7201 sayılı Tebligat Kanununun 23'üncü maddesinde, tebliğin, bir mazbata ile tevsik edileceği belirtilmiştir. Aynı Kanunun 32'nci maddesinde ise, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise, muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi addolunacağı hükmü yer almıştır.
Olayda, davaya konu ret işleminin, davacı kuruma tebliğ mazbatası düzenlenmeden, adi posta yoluyla tebliğ edildiği, dolayısıyla tebliğin usulüne aykırı olarak yapıldığı davalı idarece de kabul edildiği anlaşıldığından, Tebligat Kanununun 32'nci maddesi uyarınca, davaya konu işlemin, davacının beyanına göre, 18.11.1999 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunun kabulü gerekir.
Bu duruma göre, 18.11.1999 tarihinde tebliğ edilen işleme karşı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7'nci maddesinde öngörülen 30 günlük süre içinde, 19.11.1999 tarihinde açılan davanın esasının incelenmesi gerekirken, işlemin düzenlendiği 20.9.1999 tarihinin tebliğ tarihi olarak alınması suretiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Bilgin Arısan'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, davacı Şirketin 1993, 1996, 1997 ve 1998 yıllarında ödediği gümrük vergi ve resimlerinin iadesi istemiyle yaptığı başvurunun, 13.9.1999 gün ve 1042 sayılı Gümrükler Kontrol Genel Müdürlüğü işlemi ile reddedildiği; bu hususun, ... Akaryakıt Gümrük Müdürlüğünün 20.9.1999 gün ve 13201 sayılı yazısı ile davacı Şirkete bildirildiği; söz konusu işlemin iptali ile ödenen gümrük vergi ve resimlerinin iadesi istemiyle açılan davaya ait dilekçede, dava konusu işlemin tebliğ tarihinin belirtilmemesi nedeniyle, mahkemece verilen 3.5.2000 ve 17.10.2000 günlü ara kararlarıyla, davaya konu işlemin tebliğ tarihinin davalı gümrük müdürlüğünden sorulduğu; 22.11.2000 tarihli cevap yazısında, işlemin, tebliğ mazbatası düzenlenmeden, adi posta yoluyla davacı Şirkete gönderildiğinin, bu nedenle tebliğ tarihinin tespit edilemediğinin bildirildiği; bunun üzerine, mahkemece, davacının söz konusu işlemden 20.9.1999 tarihinde haberdar olduğunun kabulü ile, davanın süre aşımı nedeniyle reddedildiği anlaşılmıştır.
Tebligat Kanununun 23'üncü maddesinde, tebliğin bir mazbata ile tevsik edileceği; 32'nci maddesinde ise, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi addolunacağı hükümleri yer almıştır.
Olayda; adi postayla gönderilen dava konusu işlemin davacıya tebliğ olunduğu tarihin idarece kanıtlanamaması nedeniyle, söz konusu işleme karşı açılan davanın süresinde kabulü gerektiğinden; Mahkemece, işlemin, tesis edildiği 20.9.1999 tarihinde tebliğ edildiğinden hareketle, davanın süre aşımı nedeniyle reddinde isabet görülmemiştir. Nitekim, temyiz dilekçesinde, davaya konu işlemden haberdar olunduğu bildirilen 18.11.1999 tarihine nazaran da dava, otuz günlük süre içerisinde açılmış bulunmaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 20.12.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.