DANIŞTAY YEDİNCİ DAİRE K: 2006/1710, E:2005/3842
23/05/2006 TARİHLİ KARARI
ÖZET: Para cezalarının dayanağını oluşturan vergilere ilişkin tebligatın, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıllık zaman aşımı süresi geçirildikten sonra yapılmış olması ve davalı idarece de, beyanname nedeniyle, tahakkuk zaman aşımı süresi içerisinde zaman aşımını durduracak idari dava veya ceza davası açıldığı ya da gümrük yükümlülüğünü doğuran olayın ceza uygulamasını gerektirmesi nedeniyle ilgililer hakkında açılmış bir ceza davasının varlığı konusunda herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmamış bulunması karşısında; zaman aşımına uğraması nedeniyle alınması olanaklı olmayan vergilere dayanılarak ceza uygulanamayacağı hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan :Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğü İSTANBUL
Karşı Taraf :? Kimya Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Vekili : Av. ?
İstemin Özeti: Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğünde tescilli 10.5.2000 gün ve 25922 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin noksan beyan edildiğinden bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerinin üç katı tutarında para cezası uygulanmasına dair kararlara vaki itirazın reddine ilişkin işlemleri; para cezalarının dayanağı vergilerin ek tahakkukuna vaki itirazın reddine ilişkin işlemin, Mahkemelerinin 7.1.2005 gün ve E:2004/854; K:2005/11 sayılı kararıyla iptal edilmiş olması karşısında, tesis edilen işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden İstanbul Yedinci Vergi Mahkemesinin 12.5.2005 gün ve E:2004/2092; K:2005/1370 sayılı kararının; idari yargı mercilerine başvurulmasının idarelerin ceza uygulamalarını engellemeyeceği gibi para cezalarının dayanağı vergilerin ek tahakkukuna vaki itirazın reddine ilişkin işlemi iptal eden mahkeme kararının bozulması istemiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45'inci maddesi uyarınca itiraz başvurusunda bulunulduğu; cevaplı rapor uyarınca tesis edilen işlemlerin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi Abidin İLDEŞ'in Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden; ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerinin üç katı tutarında para cezası uygulanmasına dair kararlara vaki itirazın reddine ilişkin işlemler, Mahkemece, yazılı gerekçeyle iptal edilmiş ise de; ceza kararlarına dayanak alınan vergilerin ek tahakkukuna vaki itirazın reddine ilişkin işlemi iptal eden mahkeme kararına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45'inci maddesi uyarınca itiraz edildiği anlaşıldığından; uyuşmazlık hakkında, sözü edilen itiraz incelemesi sonucu verilen kararla oluşacak hukuki duruma göre, yeniden karar verilmesi gerekli bulunmaktadır.
Bu nedenle, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Emel CENGİZ'in Düşüncesi: Davacı şirket adına tescilli gümrük giriş beyannamesiyle ithali yapılan kimyasal eşyanın beyan edilen kıymetinin düşük bulunduğunun idarece yapılan incelemede anlaşıldığından bahisle, tespit edilen fiyat üzerinden yapılan ek tahakkuka bağlı olarak kesilen para cezasına vaki itirazın reddi üzerine açılan davayı kabul eden vergi mahkemesi kararı temyiz edilmektedir.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 24'üncü maddesinde; ithalatta gümrük kıymetinin, eşyanın satış bedeli olduğu, satış bedelinin Türkiye'ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28. maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiillen ödenen veya ödenecek fiyat olduğu, fiillen ödenen veya ödenecek fiyatın da, ithal eşyası için alıcının, satıcı veya satıcı yararına yaptığı veya yapması gereken ödemeler toplamı olduğu hükme bağlanmıştır.
Buna göre dosyada mevcut cevaplı raporun incelenmesinden; davacı şirketin söz konusu kimyasal eşyayı düşük kıymetle ithal ettiği, aradaki kıymet farkının çeşitli banka şubeleri aracılığı ile ihracatçı firmalara transfer edildiği, bu tutarların ithalat sırasında beyan edilmediği ve muhasebe kayıtlarında da gösterilmediği, zamanla eşya birim kıymetinin 900 $/ton'a çıkarıldığı, halen bu fiyat üzerinden ithalatın yapıldığı, mal bedelininin yaklaşık iki katı tutarındaki fazla transferlerin serbest transfer adı altında yapıldığı, eşyadaki fiyat artışının kalite artışı ile ilgilendirilemeyeceği, çünkü satış sözleşmelerinde eşya kalitesinin değişmeyeceğinin karşılıklı olarak garanti altına alındığı, böylece eşyanın ithal birim kıymetinin, davacı tarafından 2003 yılının Haziran ayı için beyana edilen 900 $/ton olması gerektiğinin tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı şirket tarafından her ne kadar eşya fiyatının kalitenin yükselmesi sonucu arttığı, yurt dışındaki fabrikanın kaliteli mal üretimi yapabilmesi amacıyla teknolojisini yenilemesi için karşılığını mal olarak almak üzere toptan sipariş bedeli ile birlikte bir miktar kredi verdikleri ileri sürülmekte ise de; davacı tarafından söz konusu iddiaların kanıtlanması biçiminde hiçbir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı gibi, dosyada mevcut sözleşmelerin incelenmesinden de, ileri sürülen hususların dayanağının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, beyan olunan eşya kıymetinin düşük bulunduğundan bahisle idarece davacı şirketin aynı ithal konusu eşya için beyan edilen fiyatın esas alınması suretiyle yapılan ek tahakkkukta isabetsizlik görülmediğinden, buna bağlı olarak kesilen para cezasına konu işlemin de yerinde olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüyle mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirket adına tescilli 10.5.2000 gün ve 25922 sayılı sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamı eşyanın kıymetinin noksan beyan edildiğinden bahisle yapılan ve 4.11.2003 gün ve 2003/1868-R-100931 sayılı yazıyla tebliğ edilen gümrük ve katma değer vergileri ek tahakkukunun kesinleşmesinden sonra alınan, sözü edilen vergilerin üç katı tutarında para cezası uygulanmasına dair kararlara vaki itirazın reddine ilişkin işlemlerin, Mahkemece, istemin özeti bölümünde yazılı gerekçe ile iptal edildiği anlaşılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 181'inci maddesinin 1'inci fıkrasında; gümrük yükümlülüğünün ithalat vergisine tabi eşyanın serbest dolaşıma girmesiyle doğacağı; 2'nci fıkrasında da, gümrük yükümlülüğünün, söz konusu gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlayacağı belirtilmiş; aynı Kanunun 197'nci maddesinin 2'nci fıkrasında da, yapılan denetimler sonucunda hiç alınmadığı veya noksan alındığı belirlenen veya 1'inci fıkrada belirtilen şekilde tebliğ edilmeyen gümrük vergilerine ilişkin tebligatın, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içinde yapılacağı; şu kadar ki, gümrük yükümlülüğünün doğduğu olayla ilgili olarak dava açılmasının zaman aşımını durduracağı; 4'üncü fıkrasında, gümrük vergileri alacaklarının, ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zaman aşımının daha uzun bulunması halinde, bu alacakların Türk Ceza Kanunundaki dava ve ceza zaman aşımı süreleri içinde kovuşturulup tahsil edileceği hükme bağlanmıştır. Bu hükümlere göre; yapılan denetimler sonucunda hiç alınmadığı ya da noksan alındığı tespit edilen vergilere ilişkin tebligatın gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içerisinde yapılması gerekiyorsa da; gümrük yükümlülüğünü doğuran olayla ilgili olarak, sözü edilen süre içerisinde dava açılması halinde, zaman aşımının durduğu sürece veya davanın sonuçlanmasından sonra kalan süre içerisinde tahakkuk işlemi yapılarak mükellefine tebliğ edilebileceği gibi, gümrük vergileri alacaklarının ceza uygulanmasını gerektiren bir fiile ilişkin olması durumunda da, tahakkukun suçun tabi olduğu zaman aşımı süresi içerisinde yapılması olanaklı bulunmaktadır.
Öte yandan; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 234'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde, kıymeti üzerinden gümrük vergisine tabi eşyanın beyan edilen kıymetinin, muayene ve denetleme sonucunda, bu Kanunun 23 ila 31'inci maddelerinde yer alan hükümler çerçevesinde belirlenen kıymete göre noksan bulunması halinde noksanlığa ait vergiden başka, bu vergi farkının üç katı para cezası alınacağı hükmüne yer verildiğinden, para cezası kararı alınabilmesi için, öncelikle, ortada, alınması gereken bir verginin bulunması gerekmektedir.
Olayda; davacı şirket adına alınan ceza kararlarına konu para cezalarının dayanağını oluşturan vergilere ilişkin tebligatın, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıllık zaman aşımı süresi geçirildikten sonra yapılmış olması ve davalı idarece de, beyanname nedeniyle, tahakkuk zaman aşımı süresi içerisinde zaman aşımını durduracak idari dava veya ceza davası açıldığı ya da gümrük yükümlülüğünü doğuran olayın ceza uygulanmasını gerektirmesi nedeniyle ilgililer hakkında açılmış bir ceza davasının varlığı konusunda herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmamış bulunması karşısında; zaman aşımına uğraması nedeniyle alınması olanaklı olmayan vergilere dayanılarak ceza uygulanması hukuka uygun olmayacağından, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sonucu itibarıyla yerinde bulunan mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddine, 23.5.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.
BŞ/ÖEK