Mevzuatım
logo
Giriş Yapınız

MEVZUATİM

Hudut teşkilatının vazifelerine ve ... valilerle vazife münasebetlerine dair tüzük

HUDUT TEŞKİLATININ VAZİFELERİNE VE GÜMRÜK MUHAFAZA TEŞKİLATININ KAÇAKÇILIĞIN MEN VE TAKİBİ HUSUSUNDA MINTIKALARINDAKİ VALİLERLE VAZİFE MÜNASEBETLERİNE DAİR TÜZÜK

Yürürlüğe Koyan Bakanlar Kurulu Kararnamesi: No.2/1991 - 16 Şubat 1935

Resmi Gazete ile neşir ve ilânı: 12 Mart 1935 - Sayı: 2952

 

KISIM I

UMUMİ HÜKÜMLER

 

A - HUDUTLARIN EMNİYET VE MUHAFAZASI

MADDE 1 - İki Devletin ülkelerini yekdiğerinden ayıran hududun emniyeti noktasından, hudut boyunca dahile doğru ne kadar mesafenin hudut mıntakası itibar edileceği ahitnamelerle tâyin edilmemiş ise bu mıntaka bizim tarafta İcra Vekilleri Heyeti karariyle tâyin olunur.

MADDE 2 - Komşu iki hükümetin birbiriyle doğrudan doğruya temasta bulunduğu hudut mıntakalarında asayişin ve iki taraf arasındaki iyi münasebetlerin muhafazası muktazi bulunduğundan komşuluk hukukuna uymayacak ve iki tarafın sükûn ve emniyetini bozacak ve ahaliyi rahatsız ederek münasebetlerine fena tesir yapacak hâdiselere meydan vermemek için ahitnamelerle kanun ve nizamnameler hükümlerinin tamamen tatbikına itina olunacaktır.

MADDE 3 - Komşu hükümetlerle münakit gümrük, ticaret, mücrimlerin iadesi muahedeleriyle hududa taallûk eden sair itilâfnamelerin ve hudut protokol, harita ve krokilerinin birer nüshası Gümrük Muhafaza Umum Kumandanlığında ve alâkadar vilâyetlerle hudut kumandanlıklarında behemehal bulundurulur. Bunların taallûk eden kısımları kaza kaymakamlariyle nahiye müdürlerine ve gümrük hudut zâbitlerine tevzi olunur.

MADDE 4 - İki taraf Devletler arasında aktedilen gümrük ve ticaret muahedeleriyle sair ihtilâfnameler ahkâmına her iki tarafça tamamen riayet edilmesi mültezem olduğundan buna aykırı hal ve hareketleri gören ve sezen alâkadar askerî ve mülki kumandan ve memurlar kendilerine düşen salâhiyetleri derhal tatbik ederek bunun önüne geçmekle ve eğer hal ve hareketler salâhiyetleriyle önüne geçilemiyecek derecede bulunursa bunu sırası ile kendi âmirlerine bildirmekle mükelleftirler. Muahede ve itilâfnamelere aykırı görülen hal ve hareketler askerliğe taallûk ediyorsa gümrük muhafaza alayı ve müstakil tabur kumandanları, Muhafaza Umum Kumandanlığına ve aynı zamanda hudut Kumandanına ve hudut kumandanı da kolordu kumandanına ve mülki umura taallûk eden işleri de kendi kumandanlarına bildirmekle beraber mıntakalarındaki valilere de bildireceklerdir.

MADDE 5 - Hudut mıntakaları içinde, halk arasındaki hırsızlık, yaralamak ve öldürmek vakalarının tatbikatı zabıta veya adliye memurlarının vazifesidir. Gümrük muhafaza ve hudut kıtaları bu memurların vazifesine, mevzu kanunların ve bu nizamnamenin hükümleri dairesinde yardım ederler.

MADDE 6 - Hududu ve hudut işaretlerini ahidetnamelerle tesbit edilen şekilde muhafaza etmek ve mukabil taraftan bizim tarafın ve bizim taraftan mukabil tarafın hudut mıntakalarının sükûn ve emniyetini bozacak yolda vukua getirilecek hududu tecavüz, şekavet, müsademe, gasp, yağma, muzır propaganda, casusluk, kaçakçılık, hırsızlık, öldürme ve yaralama gibi vakaları önlemek ve vukuunda takip etmek gümrük muhafaza teşkilâtı olan hudutlarda gümrük muhafaza kıtalarının, bu teşkilât olmıyan hudutlarda hudut kıtalarının vazifesidir.

Gümrük muhafaza teşkilâtı olan hudutlarda hudut kıtaları birinci hatta bulunan gümrük muhafaza kıtalarının destekleridirler. Gümrük muhafaza kıtalarının kendi mıntakalarında başaramıyacağı mühim vakalarla mıntakaları haricinde çıkan hâdiselerin takibi, bu nizannamenin müşterek yardım kısmındaki ahkâma tabidir.

MADDE 7 - Askerî kıtaların ve bu mahiyette toplu ve silâhlı kümelerin hududu tecavüzü, hudut taşlarının tahribi ve yerlerinin değiştirilmesi, hududumuz dâhilindeki bir arazi parçasının işgali, hudut karakollarına, kulelerine, nöbetçilerine, devriyelerine tecavüz gibi takibi Askerî Ceza Kanununun şümulüne giren suçlar askerî mahiyette oldukları cihetle bunlar hariç olmak üzere vilâyetleri hududu içinde asayişin muhafaza ve istikrarından mesul bulunan valiler lüzum gördükleri ahvalde mıntakalarındaki Devlet kuvvetleri hakkında Vilâyet İdaresi Kanununun 27 nci maddesindeki salâhiyeti kullanırlar.

MADDE 8 - Hududa ait istihbarat işleri Dahiliye ve Gümrük ve İnhisarlar Vekâletleriyle Büyük Erkânıharbiye Riyasetince bu talimatname ile tesbit edilir.

MADDE 9 - (Değişik: 3/1325 - 3.8.1944) Hudutlardaki vilâyetlerde hudut ve kaçakçılığın men'i işleriyle meşgul olmak üzere valinin riyasetinde; Vilâyet Jandarma Komutanı, vilâyet bölgesindeki Gümrük Muhafaza Tabur Komutanı (gümrük muhafaza teşkilâtının askerîleştirilmediği mıntakalarda vilâyet mıntakasındaki Muhafaza Müdürü, olmayan yerlerde muhafaza teşkilâtının en büyük âmiri) ve vilâyet Emniyet Müdürü veya Amirinden mürekkep bir hudut heyeti teşkil olunur.

Kıyı vilâyetlerinde de kaçakçılık işleriyle uğraşmak üzere valinin riyasetinde birinci fıkradaki gibi birer heyet teşkil edilir. Bu maddede yazılı heyetler valinin lüzum gördüğü zamanlarda toplanır.

B - TEŞKİLAT - KONUŞLAR - TEFTİŞ

1 - HUDUT KITALARI

MADDE 10 - Hudut alay veya müstakil taburları, liva kumandanı salâhiyetini haiz hudut kumandanlarının emrindedir. Hudut kumandanları da mıntakalarında bulundukları kolordu kumandanlarına bağlıdır.

MADDE 11 - Hudut kıtalarının konuşu, Büyük Erkânıharbiye Riyasetince tesbit olunur. Konuşlardaki mühim değişiklikler de Dahiliye ve Gümrük ve İnhisarlar Vekâletleriyle alâkadar makamlara haber verilir.

MADDE 12 - Müstacel hallerde kolordu kumandanları vaziyetin icap ettiği muvakkat konuş değişikliğini yapar ve üstün makamlar ile komşu gümrük muhafaza hudut, alay veya müstakil tabur kumandanlarına bildirir. Hudut kıtalarının, gümrük muhafaza kıtalarına destek olabilmesi için zaruret olmadıkça, zâbit kumandasında bir takımdan küçük birliklere ayrılmaması esastır.

MADDE 13 - Gümrük muhafaza teşkilâtı yapılan yerlerde hudut kıtaları (kapı karakolları hariç) iskân vaziyeti müsait oldukça, gümrük muhafaza kıtalarının gerisine yerleştirilir.

MADDE 14 - Hudut kumandanları senede en az iki defa ve lüzum görülen hallerde hemen teftiş yaparlar. Talim ve terbiye teftişleri, talimatnamesi mucibince yapılır. Mıntakası pek geniş olan hudut kumandanlıklarında kıtanın talim ve terbiye teftişlerinin mücavir fırka veya liva kumandanlarına tevdii kolordularca tanzim olunur.

MADDE 15 - Hudut kumandanları teftiş için hareketten evvel kolordu kumandanının müsaadesini alır. Müstacel ahvalde, hareketle beraber kolordu kumandanlığına bildirilir.

2 - GÜMRÜK MUHAFAZA KITALARI

MADDE 16 - Gümrük muhafaza kıtaları, alay veya müstakil tabur halinde olup karargâhı Ankara'da bulunan fırka kumandanı salâhiyetini haiz Gümrük Muhafaza Umum Kumandanlığı emrindedir.

MADDE 17 - Gümrük muhafaza kıtalarının konuşu, Gümrük ve İnhisarlar Vekâletince tespit olunur. Ancak hudut ve sahillerin askerî ve dahilî emniyeti noktasından takımdan yukarı (Takım dâhil) konuşlarda ve bu konuşlarda yapılacak değişikliklerde Dahiliye Vekâletiyle Büyük Erkânıharbiye'nin mütalâası alınır.

C - KAPILAR, GEÇİTLER

MADDE 18 - İki taraf arazisi arasında vukubulacak gidiş, geliş, nakliyat, ticaret ve sair her türlü nünasebetlerin ancak kabul edilen murakabeli kapılar tarıkiyle yapılması zaruri olup kapılar ya ahitnamelerle tâyin veya Dahiliye, Gümrük ve İnhisarlar, İktisat Vekâletlerince Büyük Erkânıharbiye Reisliği'nin muvafakati ve Ziraat Vekâleti'nin mütalâası alınarak tesbit ve ilân olunur. İkinci halde Hariciye Vekâleti vasıtasiyle mukabil taraf hükümetine bildirilir.

MADDE 19 - Muayyen mıntakalarda, tarafeynin muayyen halkına ahitnamelerle tanınmış ziraat, otlatma, odun kesme ve sulama gibi haklardan kolayca istifade edebilmeleri için ahitnamelerle tesbit olunan şartlar dâhilinde geçmelerine mahsus olmak üzere gösterilecek muvakkat geçit yerlerinde murakabe, gümrük muhafaza teşkilâtı olan hudutlarda gümrük muhafaza kıtalarına ve bu teşkilât bulunmıyan yerlerde hudut kıtalarına aittir.

Geçitlerde alınacak murakabe tedbirleri ve geçit mevkilerinde ve murakabe tedbirlerinde yapılacak değişiklikler en yakın mülkiye âmirlerine ve bunlar vasıtasiyle valiye ve hudut kumandanlarına bildirilir.

D - KAPILARDA BULUNACAK MEMURLAR VE GÖRÜLECEK İŞLER

MADDE 20 - Kapılarda, Dahiliye, Gümrük ve İnhisarlar, Sıhhat ve İçtimai Muvanet ve Ziraat Vekâletlerinin memurlariyle kapı karakolları bulunur.

A) Dahiliye memurları: Pasaport muameleleriyle, mülteciler, muhacirler, şüpheli şahıslar, firariler, siyasi mücrimler hakkında olunacak muameleler ve zararlı propaganda neşriyatının men'i işleriyle.

B) Gümrük memurları: Gümrük ve inhisar işleriyle.

C) Sıhhat memurları: Sıhhat işleriyle, mevzuat dâhilinde alâkadar olurlar.

D) Kapı karakolları: Bu memurlara, mevcut kanunların ve nizamnamelerin hükümleri dairesinde, vazifelerini icra sırasında ihtiyaç halinde kuvvetçe yardım ederler.

MADDE 21 - Kapı karakollarında, hudut kıtalarından bir zâbit kumandasında takım veya daha küçük bir kıta bulunur.

Kapı karakolları gümrük muhaffaza teşkilâtı olan yerlerde, mıntakasında bulundukları gümrük muhafaza bölük kumandanının emrindedir. Kaçakçılık işlerine, bu bölük kumandanının emri olmadıkça karışmaz ve kendilerine kapılar haricinde vazife verilmez.

E - GİDİŞ, GELİŞ

MADDE 22 - İki taraf arazisi arasında vukubulacak gidiş, geliş ve her türlü münasebat, kapılar tarıkiyle olur. Bunu gümrük muhafaza teşkilâtı olan hudutlarda gümrük muhafaza kıtalariyle kapı karakolları diğer hudutlarda hudut kıtaları temin ederler.

MADDE 23 - Mukabil Devlet arazisi dâhilinde kalan arazilerini sürmek veya ekmek veya hayvanlarını otlatmak veya sulamak gibi tarafeyn tabaasından muayyen hakları tanınmış bulunan kimseler, geçitlerden gidip gelebilirler.

MADDE 24 - Hududu, her hangi bir noktasından geçebilen mülteciler veya firariler hüviyetleri tesbit edildikten sonra bir sevk pusulasiyle en yakın mahallî Hükümetine teslim olunur ve haklarında Hükümetçe lâzımgelen muamele

yapılır. Yalnız asker firarileri Hükümete teslimden evvel, silâhlarından tecrit olunur ve beraberlerinde getirdikleri hayvanlar ve teşhisi kabil mirî eşya ellerinden alınır. Alınan silâhlar, hayvanlar ve eşyalar gümrük muhafaza teşkilâtı olan hudutlarda gümrük muhafaza kıtalarına ve olmıyan yerlerde hudut kıtasına teslim olunur. Bu gibi eşyanın iadeleri hakkında tarafeynce yapılmış bir ahitname varsa ona göre muamele olunur.

MADDE 25 - Muhaceret, Devletçe, ittihaz edilmiş usul dairesinde cereyan eder. Buna mütaallik işlere kapılarda bakılır. Ancak hava değişiklikleri tesiriyle veya karşı tarafın cebir ve tazyikına uğramak suretiyle hudut kulelerinin veya karakollarının birine müracaat edeceklerin kapı mahallelerine sevkleri, can, mal ve hayvanca zayiatı mucip olacağı anlaşılırsa, bunlar kabul edilir. Gümrük muhafaza teşkilâtı olan hudutlarda bunlar, gümrük muhafaza kıtalarına ve olmıyan yerlerde en yakın hudut kıtasına veya mahallî Hükümete, diğer hudutlarda ise doğrudan doğruya en yakın mahallî Hükümetine teslim olunur.

MADDE 26 - Hudut mıntakasında bir yerden diğer yere giderken komşu taraf arazisine giriş ve bazı yollardan geçiş iki taraf Hükümetlerince kabul edilmiş ise gidiş geliş esnasında hiç bir vaka çıkarılmamasına dikkat olunur.

 

MADDE 27 - Gerek mevzuat, gerekse Hükümetçe ittihaz edilmiş kararlar icabı, Türkiye'ye girmeleri caiz olmıyan kimseler hudut kapılarında dahi olsa kabul olunamazlar.

F - HUDUT MINTAKALARINDAKİ TESİSATIN MUHAFAZASI

MADDE 28 - Gümrük muhafaza kıtaları ve bu teşkilât olmıyan yerlerde hudut kıtaları, mıntakalarında bulunan demiryolu, şube, tünel, köprü gibi tesisatı, muhabere hatlarını işaret vasıtalarını, tahkimatı, askerî binaları ve tesisatı muhafaza ile mükelleftirler. Gümrük muhafaza teşkilâtı olan hudutlardaki hudut kıtalarının muhafaza ile mükellef olduları tesisat B. E. H. Riyasetince tesbit olunur.

G - HUDUT MINTAKASINDA YAPILACAK ATIŞLAR VE AVCILIK

MADDE 29 - Her türlü talim atışları, hududun en az iki kilometre gerisinde ve hududun makûs istikametine müteveccih olmak üzere yapılır. Vahşi hayvanlara karşı yapılacak sürek avları için daha evvel mukabil taraf kumandanına haber verilir.

KISIM 2

HUDUT MINTAKASININ SÜKUN VE EMNİYETİNİ BOZACAK HADİSELER VUKUUNDA YAPILACAK İŞLER

A - HUDUDU TECAVÜZDE

MADDE 30 - Kapılar veya geçitlerden gayrı bir yerden her ne suretle olursa olsun hudut geçmek veya usul haricinde kapılarla geçitlerden geçmeğe teşebbüs etmek hudut tecavüzüdür.Mülteciler firariler ve muhacirler mütecaviz sayılmaz.

MADDE 31 - Mukabil taraftan sivil veya askerlerin toprağımıza silâhlı veya silâhsız tecavüzlerini gören gümrük veya hudut zâbit veya efradı veya zabıta vazifesiyle mükellef olanlar tarafından bunlara işittirecek veçhile (dur), emri verilir. (Dur) ihtarına itaat etmiyenler hakkında evvelâ hayvana silâh atmak suretiyle bu ihtar tekrar edilir. Gene itaat etmezlerse üzerlerine ateş açılır. (Dur), emrine itaat edenlerin, varsa silâhları alınarak gümrük veya hudut alay veya müstakil tabur kumandanlığına bildirilir. (Bunlardan yolunu şaşırmış olan veya hududu tecavüzde hiç bir fena niyeti tahakkuk etmiyenlerle bunların beraberinde bulunan hayvan ve sair nakil vasıtaları ve hududumuza girmiş olduğu görülen başı boş hayvanlar, gümrük veya hudut alay veya müstakil tabur kumandanlığının müsadesiyle karşı tarafın salâhiyettar hudut makamına teslim olunur). Kasten veya tecessüs fikriyle hududu tecavüz ettiği tahkikle anlaşılan veya vaziyetlerinden hissedilenler bir zabıt varakasiyle ve icabında yakalayan kıta zâbitinin de bunlar hakkındaki mütalâasiyle birlikte en yakın mahallî Hükümetine teslim olunurlar.

B - MÜSADEME

MADDE 32 - Gümrük mıntakasında ve gümrük muhafaza teşkilâtı olmıyan hudutlarda, hudut kıtaları mıntakalarında vukubulacak müsademelerde, en yakın gümrük veya hudut kıtası kumandanlarının derhal vaka mahalline gitmesi ve keyfiyeti üstlerine en yakın mülkiye âmirine de bildirmesi lâzımdır. Hükümetin şerefini göz önünde bulundurmak suretiyle hâdisenin büyümemesine ve ateşin kesilmesine çalışılır.

C - ŞEKAVET, GASP, YAĞMA VE HIRSIZLIK HALLERİNDE

MADDE 33 - Alâkadarlar vakaya vâkıf oldukları andan itibaren takibe geçer ve aynı zamanda üstünlerine ve en yakın mahallî Hükümetine bildirirler. Suçlularla gasp olunmuş, yağma edilmiş, çalınmış eşya ve hayvanları ele geçirmeğe çalışırlar. Ele geçenleri bir zabıt varakasiyle en yakın mahallî Hükümete teslim ederler. Eğer hudut mıntakası içinde zabıta kuvvetleri mevcut ise, bunların işe bilfiil ve kâfi bir kuvvetle vaziyed etmelerine kadar takibat devam eder.

MADDE 34 - Çalınan, yağma edilen ve gasp olunan eşya ve hayvanların iki taraf arasında iade ve istirdat işleri, iki tarafın ahitnamelere göre salâhiyetli hudut makamları arasında hâsıl olacak itilâfa tabidir. Böyle bir itilâf yoksa bu gibi eşya ve hayvanlar salâhiyettar makamlara makbuz mukabili teslim olunur. Eğer bu gibi eşya ve hayvanların izleri mevcut ise alâkadar memurlar tarafından hududa kadar takip olunarak karşı tarafın alâkadar kumandanına veya memuruna, mahallin gümrük muhafaza kıta kumandanı ve bu teşkilât olmıyan hudutlarda hudut kumandanı vasıtasiyle teslim edilerek müşterek bir zabıt varakası yapılır. Vakanın fail ve mütecasirleri karşı taraf ahalisinden ise o tarafın salâhiyettar mülki ve askerî memurlariyle muhabere ve malların ve hayvanların istirdadı sebepleri salâhiyettar makamlar tarafından temin olunur.

D - MUZIR PROPAGANDA VE CASUSLUK HALİNDE

MADDE 35 - Hudut mıntakasında zararlı propaganda ve casusluğun takibiyle bütün Devlet memurları mükelleftir. Bu gibi fiillerin failleri gümrük muhafaza veya hudut kıtaları tarafından ele geçirilmiş ise ellerindeki vesikalar iyi muhafaza olunmak ve tutulacak zabıt varakasına birer birer yazılmak suretiyle en yakın mahallî Hükümetine teslim olunur ve aynı zamanda üstün makamlara sırasiyle bildirilir.

E - KAÇAKÇILIKTA

MADDE 36 - Gümrük muhafaza kıtaları teşkilâtı olan hudutlarda, gümrük mıntakalarında 1918 numaralı kanun hükümlerine göre kaçakçılığın men ve takibi gümrük muhafaza kıtalarının ve bu mıntakadan sıyrılan kaçakçıların takibi de bu Nizamnamede yazılı müşterek hükümlere tevfikan gümrük muhafaza ve hudut kıtalariyle mahallî zabıtanın vazifesidir. Diğer hudutlarda bu vazife hudut kıtalariyle idare âmirlerine ve askerileşmemiş gümrük muhafaza teşkilâtına aittir.

F - ÖLDÜRME VE YARALAMADA

MADDE 37 - Hudut üzerinde veya hududun içinde ahitnamelerle tesbit edilen mesafe dâhilinde bizim tarafla kendi asker ve ahalimizden veya karşı taraf ahalisinden veya askerlerinden yaralı veya ölü bulunduğunu, hudutlarda vazife görenlerden her kim görür ve işitirse en yakın gümrük muhafaza kıta kumandanına ve bu teşkilât bulunmıyan hudutlarda hudut kıta kumandanına ve her iki halde de alâkadar mülkiye ve adliye memurlarına haber verilir. Bu haberi alan gümrük muhafaza veya hudut kıta kumandanı, yanına en yakında bulunan bir hekimi alarak suç mahalline gider, zabıta ve adliye memurları gelinciye kadar yaralının ilk tedavisi yapılır. Suçun delil ve emarelerinden sayılabilecek bütün eşya, evrak ve izler zapt ve muhafaza olunur. Öldürülen varsa vaziyeti katiyen değiştirilmez. Bir kroki üzerinde tespit olunur. Ve tahkikatın sonuna kadar cesedin vaziyeti tebdil edilmiyerek muhafaza edilmesi için başlarına ikiden az olmıyarak veya vaziyetin icabına göre daha fazla nöbetçi konur, cesedin tahkikattan evvel karşı tarafa çekilip görütülmemesine fevkalâde dikkat olunur. Suç mahalline gelen zabıta ve adliye memurları kanun hükümleri dâhilinde vazifelerini yaparlar.

Tahkikatta diğer taraf memurlarının da bulunmasına gümrük muhafaza kıta kumandanı ve bu teşkilât olmıyan hudutlarda hudut kıta kumandanı veya zabıta ve adliye memurları tarafından lüzum görülürse veya bu bapta diğer taraftan müracaat ve talepte bulunursa ona göre tedbir alınır. Yaralama veya öldürmenin nasıl ika edildiği ve faillerin kimler olduğu hakkında tahkikat yapılır. Fail karşı tarafa firar etmiş ise ve bu gibilerin iadesi hakkında taraflarca bir ahitname veya anlaşma varsa iadeleri için salâhiyattar makamlar tarafından teşebbüsatta bulunurlar. Böyle bir ahitname yoksa keyfiyet vilâyetlerden Dahiliye Vekâletine bildirilir.

MADDE 38 - Öldürülen, karşı taraf ahalisinden ise, 42 nci madde mucibince mahallî Hükümetince muktazi muamele yapılmadıkça ceset karşı tarafa teslim edilmez.

MADDE 39 - Bizim taraftan bir veya bir kaç şahsın hududun öbür tarafından yaralandığı veya öldürüldüğü haber alınırsa gümrük muhafaza kıta kumandanı ve bu teşkilât olmıyan hudutlarda hudut kıta kumandanı alâkadar adliye ve zabıta memurlarına haber verir ve aynı zamanda salâhiyattar âmirler beraberlerine en yakın hekimi alarak karşı tarafın muvafakatini alabildiği takdirde karşı tarafa geçerek vaka mahalline gider ve orada adliye ve zabıta memurlarını bekler. Bunlar geldikten sonra tetkikat ve tahkikat yapılır. Cesedin sahiplerine teslim edilmek üzere bizim tarafa nakli veya orada gömülmesi için karşı taraf memurları nezdinde teşebbüste bulunur. Bu bapta sarfolunacak para Dahiliye Vekâleti tarafından vakit geçirilmeksizin temin ve tesviye olunur.

MADDE 40 - Yaralananlar veya ölenler hakkında muayene ve tahkikat yapılmasına, karşı taraf muhalefet ettiği takdirde muhalefeti gösterir bir zabıt varakası tanzim ve imza edilmesi karşı tarafa teklif olunur ve keyfiyet derhal salâhiyettar memur veya gümrük muhafaza kıta kumandanlarınca ve bu teşkilât olmıyan hudutlarda hudut kıta kumandanlarınca hudut kumandanlığına ve vilâyete bildirilir. Zabıt varakası da hemen vilâyete gönderilmek üzere en yakın mahallî Hükümetine irsal olunur. Karşı taraf zaptı imza etmezse buna ait ayrıca bir zabıt varakası yapılır.

MADDE 41 - Hudut üzerinde vukua gelen yaralama ve öldürme meselelerinde cinayetin hududu tecavüz gibi bir sebep üzerine olduğunu ispat emeliyle bir tarafta vurulan cesedin diğer tarafa getirilmesi ihtimali karşısında kan lekesi ve vücudunun bir yere düşmesinden veya sürüklenmesinden mütehassıl iz, hakikatın tezahürüne yardım edeceği gibi alelekser vaka mahalli ile cerh şekli ve mevkii istikametinin mukayesesi ile de hakikata vusul mümkün olduğundan böyle ihtilâflı varakalarda son derece uyanıklıkla hareket edilecektir.

MADDE 42 - Topraklarımızda vukuu bulan yaralama ve öldürme suçlarını işliyen şahıs karşı taraf ahalisinden dahi olsa ele geçtiği takdirde bir zabıt varakasiyle mahallî Hükümetine teslim olunur.

G - MÜCRİMLERİN İADESİ

MADDE 43 - Mücrimlerin iadesi mevcut ahitnamelere tevfikan tarafeynin salâhiyettar kılınacak hudut makamları arasında uyuşulan esaslar dâhilinde yapılır. İade işi alâkadar âmirler tarafından icra edilir.

H - MÜŞTEREK HÜKÜM

MADDE 44 - Mühim vakayı ve hâdisat zuhurunda en yakın gümrük muhafaza kıta kumandanı ve bu teşkilât olmıyan hudutlarda hudut kıtası kumandanı bizzat vaka mahalline gider ve ilk tedbirleri alır. Aynı zamanda daha yüksek kıta kumandanı ile birlikte hudut kumandanını ve mahallî Hükümet reislerini ve valileri de haberdar eder. Hudut kumandanı mesafe ve sair zaruri sebeplerle hâdise mahalline gelemiyecek ise alâkadar gümrük muhafaza alay veya tabur kumandanını ve bu teşkilât olmıyan yerlerde hudut alay ve tabur kumandanını tevkil eder ve bir noktai nazarı varsa ayrıca bildirir.

 

KISIM 3

GÜMRÜK MUHAFAZA VE HUDUT KITALARININ BİRLİKTE ÇALIŞMASI

MADDE 45 - Hududun emniyeti, gümrük muhafaza kıtalarının önüne geçemiyeceği bir tehdide mâruz kaldığı veyahut hududun takviyesine ihtiyaç görüldüğü zamanlarda gümrük muhafaza kıtaları bu sebepler kalkıncaya kadar hudut kıtalariyle takviye olunurlar.

Gümrük muhafaza ve hudut kıtaları,

A) Takip ettikleri ve izi üzerinde bulundukları şahıslarla teması kayıp etmeden onları yakalamak,

B) Vazifenin ifasında kuvvetçe yardıma ihtiyaç gören tarafı kuvvetlendirmek maksadiyle birbirinin mıntakasına geçerler.

MADDE 46 - Yekdiğerine komşu hudut ve gümrük muhafaza tabur veya bülük kumandanlarının birbirine yardım şekilleri birlikte veya bilmuhabere takarrür ettirilir. Gümrük muhafaza ve hudut bölük veya tabur kumandanları yardım tertibatını ve her birinin kendi mıntakasında ittihaz ettikleri işbu tertibatın teferruatını ve devriye ve pusulanın aded ve yerlerini bir rapor ve kroki ile tesbit ederek yanındaki gümrük muhafaza ve hudut kıta kumandanlarına ve aynı zamanda kendi üstün kumandanlarına bildirirler.

İcabında bu tertibatta yapılacak değişiklikleri, vazife veya takip esnasında mücavir mıntakaya girdiklerinde tertibat ve hareket suretlerini en yakın gümrük veya hudut kıtası kumandanına en çabuk vasıta ile bildirirler.

MADDE 47 - Gümrük muhafaza alay veya müstakil tabur kumandanları hududun muhafaza ve emniyeti ve kaçakçılığın takibi vazifelerinde mıntakasında bulundukları hudut kumandanı ile, diğer madun gümrük muhafaza kumandanları da yakınında bulundukları hudut kıta kumandanları ile sıkı temas ve irtibatta bulunurlar.

MADDE 48 - Kuvvetin kâfi gelmediği acele hallerde kıta kumandanları en yakın gümrük muhafaza veya hudut kıtasından yardım isterler ve mücavir kıtalar bu yoldaki müracaat üzerine yardıma geçerler. İrtibat ve muhabere vasıtalarının işlemediği ve vaziyetin yardım istemeğe imkân bırakmadığı hallerde işitilen silâh sesleri veya sürekli bir müsademenin cereyanı hakkında alınacak haberler üzerine de gümrük muhafaza ve hudut kıtası kumandanları kendiliklerinden yardıma geçerler. Birinci halde mesuliyet; yardım istiyen, ikinci halde kendiliğinden harekete geçen kıta kumandanına aittir.

MADDE 49 - Gümrük muhafaza ve hudut kıta kumandanları mümkün olan her türlü muhabere ve işaret vasıtalarının istifade ile müşterek vazifelerini alâkadar eden bütün haberleri kendi üstüne ve yanındaki hudut ve gümrük kıtalarına en çabuk vasıta ile bildirirler.

MADDE 50 - Gümrük muhafaza ve hudut kıta kumandanları, mıntakalarından kurtulup takibine imkân bulamadıkları şahısların sırasiyle arkadaki kuvvetler tarafından yakalanmalarını temin için gerilerindeki askerî ve mülki memurlara vaktinde haber vermeğe mecbur ve vermedikleri halde mesuldür.

MADDE 51 - Birbirini kuvvetlendiren veya birlikte takip yapan gümrük muhafaza ve hudut kıtalarının emir ve kumandasını en büyük rütbeli zâbit ve kıdemleri müsavi ise gümrük mıntakasında gümrük muhafaza kıtası zâbiti, hudut kıtası mıntakasında hudut kıtası kumandanı deruhde eder.

MADDE 52 - Konuşları gümrük mıntakasında bulunan hudut ve diğer ordu kıtaları, gümrük muhafaza kıtalarına ait vazifelerle meşgul olmayacakları gibi (birlikte çalışma madde 50) de gösterilen hâdiselerden başka âdi hallerde kendiliklerinden icra vaziyetine geçemiyecekledir. Konuşları gümrük mıntakasında bulunan hudut kıtalarının âdi hallerde mıntakasında bulundukları gümrük muhafaza kıtalarına yardım şekilleri hudut kumandanlığı ile gümrük alay kumandanlığı arasında takarrür ettirilecek esaslara göre yapılır.

MADDE 53 - Gümrük muhafaza ve hudut ve diğer ordu kıtalarının bir arada bulundukları gümrük mıntakasında mevki kumandanlığı vazifesi o mevkide bulunan en büyük rütbeli zâbit ve kıdemleri müsavi ise gümrük muhafaza kıtasının kumandanı tarafından yapılır.

Fakat mevki kumandanının vazifesi munhasıran askerî inzibat olup hudut ve gümrük işleri munhasıran alâkadarlar tarafından yapılacaktır.

MADDE 54 - Gümrük muhafaza kıtaları arasındaki muhabere şebekesinin tesis ve idamesi, Gümrük ve İnhisarlar Vekâletince ve hudut kıtaları arasındaki muhabere şebekesinin tesis ve idamesi Millî Müdafaa Vekâletince temin edilir. Bitişik gümrük muhafaza ve hudut kıtalarını birbirine bağlıyacak muhabere hatlarının gümrük mıntakasındaki kısımları Gümrük ve İnhisarlar Vekâletince ve gümrük mıntakasının gerisindeki kısımlar Millî Müdafaa Vekâletince tesis ve idame edilir.

KISIM 4

İKİ TARAF ARASINDAKİ MUKABİL TEMASLAR

A - MUHABERE

MADDE 55 - Valiler ve hudut kumandanları, kendilerine ait vazifeden dolayı karşı tarafın salâhiyettar askerî veya mülki memurlariyle muhabere ederler. Bu muhaberelerin resmî tarzda ve nazikâne bir lisanla olmasına dikkat olunur.

MADDE 56 - Ahitnamelerle tesbit olunan hudut işlerinden dolayı karşı tarafın salâhiyetli hudut kumandanlariyle yapılacak muhaberat, ahitnameler hükümlerince kabul edilen esaslar dâhilinde, ve salâhiyetli makamlarca yapılır.

Hudut kumandanlığını alâkadar eden işler için bu kumandanlığın mütalâası alınır.

MADDE 57 - Gümrük ve hudut kıta kumandanları ve zâbitleri fevkalâde ve acele hallerde dahi hudut kumandanlığının müsaadesini almaksızın karşı taraf mülki ve askerî memurlariyle muhabereye salâhiyettar değildir. Karşı taraf hudut zâbitlerinin mülâkat teklifleri kabul olunursa da vuku bulucak mühim istizah ve tekliflere izin almadan cevap verilmez.

MADDE 58 - Hudut kuriyelerinin kapılarda kabulü ve getirdikleri evrakın kapılarda alınması esastır. Ancak kapılarda kuriyelerin evrakını alacak resmî memur bulundurmıyan taraf diğer tarafın hüviyeti tanınmış ve vesikayı haiz kuriyelerinin, getirilen evrakı kabule salâhiyettar memurun bulunduğu mahalle kadar, sevkedilmesi caizdir.

B - BULUŞMALAR

MADDE 59 - Ahval ve vakayı buluşmayı icap ettirdiği zaman tarafeyn, Hükümetlerince kabul edilmiş muayyen içtima yerlerinde ve eğer bu yerler tâyin edilmemişse yalnız kapılarda veya hudut üzerindeki karakol veya vaka mahallerinde birleşirler.

MADDE 60 - Vali ve mülkiye memurlarının karşı taraf memurlariyle buluşma için hareketlerinde beraberlerinde hudut veya gümrük tabur veya bölük kumandanları da bulunur. Hududun emniyetini veya kaçaklığı alâkadar eden buluşmalarda kumandanların müşavir olarak bulundurulmasına çalışılır. Buluşmalarda hazır bulundurulmalarına imkân görülemediği takdirde hududun emniyetini veya kaçakçılığı alâkadar eden işlerde buluşmanın sevk ve idaresi için mülkiye memurları bu kumandanların noktai nazarlarını alırlar. Mülkiye memurlarının buluşmaları, hareketlerinde bu kumandanların beraberlerinde bulunabilmesi için, mülkî makamat tarafından buluşmanın zaman ve mevkii vaktiyle hudut veya gümrük alay veya tabur kumandanlarına bildirilir. Müstacel hallerde mülkiye memurları derhal buluşma yerine hareket eder ve bu makamlara da haber verirler.

C - ZABITNAMELER

MADDE 61 - Ahval ve vekayiin zuhur sureti hakkında fikirler birleştiği takdirde iki nüsha olarak Fransızca veya hem Türkçe hem de karşı taraf Hükümetinin lisanınca müşterek bir zabıtname tanzim olunur. Eğer iki taraf beyninde fikirler birleşmezse her iki tarafın ayrı ayrı Fransızca veya kendi lisanlariyle tanzim edecekleri zabıtnameler teati olunur. Bu zabıtnamelerin teatisi mümkün olmazsa keyfiyet zabtımıza yazılır ve üstün makama gönderilir.

MADDE 62 - Zabıtnamelerin hangi lisan üzerine tanzim olunacağı ahitnamelerle kabul edilmiş ise o lisan üzerine tanzim olunur.

D - BULUŞMA YERİNE GELİNMEZSE

MADDE 63 - Diğer taraf memurları muayyen zamanda gelmezlerse tahkikat onların gıyabında yapılır ve bu cihet zabıtnamede tasrih edilir.

E - RESMİ ZİYARET

MADDE 64 - Dostane münasebetleri teyit maksadiyle ara sıra veya resmî günlerde vukua gelecek ziyaretlerde karşı tarafın askerî ve mülki memurları kapılarda izaz olunabilirler. Bu memurlara askerî merkezlerde ziyafet verilmesi lâzımgeldiği zaman, vaktinde kolordu vasıtasiyle Millî Müdafaa Vekâletinden ve Büyük Erkânıharbiyeden mezuniyet almak icap eder. Mülki merkezlerde ziyafet verilmesi lâzımgeldiği zaman valiler keyfiyeti Dahiliye Vekâletine teklif ve alacakları mezuniyete göre hareket ederler ve aynı zamanda Büyük Erkânıharbiye Riyasetine de bildirirler.

Bu yolda müsaade, Dahiliye Vekâletinden alınır. Askerî bir mahzur varsa Büyük Erkânıharbiye'ce Dahiliye Vekâletine bildirilir. Valiler müsaade aldıktan sonra hudut kumandanlığına keyfiyeti bildirirler.

Bu yolda vukua gelecek masraflar alâkasına göre askerî veya mülki cihete aittir.

MADDE 65 - Gümrük ve hudut kıtaları kumandanları ve hudut vilâyetlerindeki mülki idare âmirleri komşu Hükümetlerin resmî günlerinde yukardaki şartlar dâhilinde bilmukabele iyi münasebetleri teyit ederler.

MADDE 66 - Altmış dördüncü madde haricinde olarak karşı tarafın hudut kuleleri gerisindeki merkezlerde vukubulacak ziyaretler için de, 64 üncü maddede yazıldığı gibi alâkadar makamlardan istizan olunarak alınacak emre göre hareket olunur.

MADDE 67 - Resmî ziyaretlerde cereyan edecek musahabe ve mükâlemelerin hülâsası üstün makamlara bildirilir.

MADDE 68 - Karşı tarafın resmî günlerinin alâkadarlarca bilinmesi için Hariciye Vekâletince bir broşür hazırlanarak Dahiliye ve Gümrük ve İnhisarlar Vekâletleri ile Büyük Erkânıharbiye Riyasetine gönderilecektir. Bu broşürde tesbit olunan günler haricinde kalacak mevzii resmî günleri de en yakın alâkadarlar bu broşüre ilâve edeceklerdir.

KISIM 5

VALİLERİN KAÇAKÇILIĞIN MEN'İ HUSUSUNDAKİ VAZİFELERİ VE GÜMRÜK MUHAFAZA TEŞKİLATİYLE VAZİFE MÜNASEBETLERİ

MADDE 69 - Kanun mucibince kaçakçılığın men ve takip ve tahkikı ile mükellef olan mülkiye ve zabıta memurlarının vazifelerini hakkı ile yapıp yapmadıklarını anlamaktan, vazifede ihmal ve kayıtsızlıkları haber alınanları mahkemelere tevdi ettirerek iyi çalışmış temin etmekten doğrudan doğruya valiler mesuldür.

Kaçakçılığın men, takip ve tahkikile mükellef olan teşkilâtın kuvveti kifayet etmediği hallerde veya bunların sahaları haricine çıkan kaçakçılık faaliyetlerinde kendi mıntakalarında bulunan diğer bütün kuvvetlerden de, 1918 numaralı kanunun 4 üncü maddesi mucibince, istifade ederek idare mıntakaları dâhilinde kaçakçılığı yok etmek için her türlü tedbiri almıya mecburdurlar.

MADDE 70 - Valiler, muhafaza teşkilâtı ve kaçakçılıkla alâkadar diğer makamlarla çabuk anlaşmak için mıntakalarındaki telgraf ve telefon hatlarının ve merkezlerinin iyi bir halde çalıştırılmasının temini ile mükellef olan mevcut hatların tâdil ve ikmalini lüzumlu bulurlarsa alâkadar makamlara ve Dahiliye Vekâletine teklif edeceklerdir.

MADDE 71 - Valiler, mıntakasında kaçakçılık olup olmadığını esaslı vesikalarla göstermeğe mecburdurlar.

A) Kaçakçılığı doğuran sebepleri araştırıp bu sebepleri ortadan kaldırmak için her türlü tedbiri bulup tatbik etmekle ve salâhiyetinin erişmediği noktaları vaktinde daha salâhiyetli makamlara bildirmekle,

B) Ötedenberi kaçakçılıkla uğraşanların, sermayeyi verenlerin, kaçağa vasıta olanların ve yatak olanların kimler olduğunu ve hangi yollardan ve ne vasıta ile kaçak mal getirdiklerini ve nerelerde, ne suretle dağıttıklarını ve mıntakasında kaçak vukuatının seyir ve mahiyetini iyice bilmek ve bu bilgilerini alâkadarlara bildirmekle,

C) Mıntakasındaki nüfusun, orta hesapla aylık veya yıllık yeme, giyme, içme, yakma vesair gümrüğe ve inhisara taallûk eden belli başlı ihtiyaçlarını tesbit edip Gümrük ve İnhisar İdaresinden, ticaret odaları ile borsalardan, belediyelerden yerli ihtiyaca karşı satılan gümrüklü ve inhisarlı malların miktarı ile karşılaştırılarak, bu mukayese ile ne cins mal üzerinden kaçakçılık nisbetinin hangi kazalarda kaçta kaç azaldığı veya çoğaldığını "yapılacak mukayeselerde kontenjan vaziyetiyle vilâyet halkının servet derecesinin ve içim, giyim, yeyim hususlarındaki tabii meyillerinin de mülâhaza ve hesap edilmesi iktiza eder" her üç ayda bir, istatistik ve grafikli bir raporla Gümrük ve İnhisarlar Vekâletiyle Dahiliye Vekâletine bildirmekle,

Ç) Kaçakçılık yapanların daima nezaret altında bulundurulması bu gibilerin köylerinden günlerce kayıp oldukları zamanlarda muhtar ve ihtiyar heyetleri, bunu alâkadar memurlara haber vermelerini temin ve izlerini hudut ve sahillere kadar takip ettirmekle mükelleftirler.

Kaçak vakalarında evvelâ hüviyeti malûm olan bu gibi kaçakçıların yerlerinde olup olmadıklarını kontrol ederler.

MADDE 72 - Kaçak mal sürümünün önünü almak için Kaçakçılığın Men ve Takibi hakkındaki Kanunun 6 ncı maddesindeki arama salâhiyetinin başka valiler olmak üzere bütün alâkadar memurlarca usulü dairesinde tatbikı hususunu takip ve her ay hangi mıntakalarda ne suretle arama yapıldığı ve kimlerde kaçak neler bulunduğu her ayın kaçak vukuat cetvellerine bir rapor halinde iliştirilerek Gümrük ve İnhisarlar Vekâletine bildirilecektir.

MADDE 73 - Muhafaza teşkilâtının cüzütam kumandan ve müdürleri kendi kumandan ve müdürlerine karşı mesul olmakla beraber mıntakasında bulunduğu valilerin de icra vasıtaları olduklarından kaçakçılığın men ve takibi hususunda valilerden alacakları tebligatı hemen icra edecekler ve aynı zamanda kendi âmirlerine malûmat vereceklerdir. Ancak valilerden aldıkları takip tebligatını yaparken hareket tarzını ve kullanacakları kuvvet miktarını takdir ve tesbit etmek kumandan ve müdürlere aittir.

Valiler, bu teşkilâtın konuşları, talimat dâhilinde vazife görmek usulleri ve fennî tertipleri hakkında değişiklik yapılmasına lüzum görülürse esbabını izah suretiyle Gümrük ve İnhisarlar Vekâletine teklifte bulunurlar.

MADDE 74 - Valiler kaçakçılığın men ve takibi için askerî muhafaza teşkilâtına ait tebligatı mıntakalarında bulunan muhafaza kıtaları kumandanlarına, sivil muhafaza teşkilâtına ait tebligatı da muhafaza müdürlerine yapacaklarsa da, acele takibi icap ettiren vaziyetlerde en yakın muhafaza, takım, bölük kumandanlarına veya muhafaza mıntaka memurlarına ve deniz muhafaza vastılarının kaptanlarına doğrudan doğruya takip tebligatını yaparlar ve keyfiyeti derhal muhafaza kıtaları kumandanlarına veya muhafaza müdürlerine de bildirirler.

Valiler, lüzum görürlerse muhafaza alay kumandanlığına bildirmek şartiyle muhafaza tabur kumandanları ile muhafaza müdürlerini bulundukları mevkie davet ederek şifahen anlaşmayı temin ederler.

MADDE 75 - Valiler, yapılan tebligatın vaktinde yapılmadığını veya yapılan işlerde ihmal ve kayıtsızlık gösterildiğini anladıkları takdirde muhafaza kıtaları kumandanları için, keyfiyeti Gümrük Muhafaza Umum Kumandanlığına bildirerek kanuni takibat yapılmasını istiyecekleri gibi muhafaza müdür ve memurları hakkında kanuni hükümler dairesinde doğrudan doğruya takibat yaptırabilirler.

MADDE 76 - Muhafaza tabur kumandanları ve muhafaza müdürleri mıntakaları harcine çıkan ve takibini imkânsız gördükleri kaçakçıların hüviyetleri ile kaçtıkları istikametleri çabuk vasıtalar kullanarak en yakın icra makamlarına "hudut jandarma ve askerî kıta kumandanlariyle, nahiye müdür ve kaza kaymakamlarına" ve aynı zamanda vakayı kimlere haber verdiğini zikretmek suretiyle mıntakalarında bulundukları valilere bildireceklerdir.

MADDE 77 - Hudut ve sahillerde, asker, sivil muhafaza teşkilâtının vazife mıntakalariyle konuşlarını, kuvvetlerini, muhabere irtibatlarını Gümrük Muhafaza Umum Kumandanlığı vilâyetlere bildirecek, valiler de bu malûmatı kasalarında gayret mahrem olarak saklıyacaklardır.

MADDE 78 - Muhafaza tabur kumandanları ve muhafaza müdürleri, müsademeli ve müsademesiz ehemmiyetli kaçak vakalarını gününde telgrafla ve ehemmiyetsiz kaçak vakalarını haftada bir raporla mıntakalarında bulundukları valilere bildireceklerdir.

Bölük, takım kumandanları ve muhafaza mıntaka memurları müstacel vakaları tabur kumandanlarına ve muhafaza müdürlerine bildirmekle beraber keyfiyeti hemen doğruca valilere de bildireceklerdir.

MADDE 79 - Kaçakçılığın men ve takibi vazifesiyle alâkadar zabıta ve sivil memurlarının ve muhafaza müdürlerinin takip işlerinde ihmalleri ve kayıtsızlıkları görüldüğü takdirde valiler tarafından haklarında doğrudan doğruya kanuni takibat icra ettirileceği gibi muhafaza alay ve tabur kumandanları ve muhafaza müdürleri dahi bu takibatı tahrik için valilere müracaat etmeğe salâhiyettardırlar.

MADDE 80 - Gümrük muhafaza kıtaları teşkil edilen mıntakalarda gümrük ve hudut kıtalarının müşterek vazifelerine ve gümrük muhafaza teşkilâtının kaçakçılığın men ve takibi hususunda mıntakalarında valilerle vazife münasebetlerine dair 10.08.1933 tarihli Nizamname ile hudut kıtalarının vazifelerine ve gümrük kıtalarının hudutta emniyet vazifelerine ait talimatnamelerin hükümleri kaldırılmıştır.

MADDE 81 - Şûrayı Devletçe görümüş olan bu Nizamname hükümleri neşri tarihinden başlar.

MADDE 82 - Bu Nizamname hükümlerini icrasına Adliye, Millî Müdafaa, Dahiliye, Hariciye, İktisat, Sıhhat ve İçtimai Muavenet, Gümrük ve İnhisarlar ve Ziraat Vekilleri memurdur.